Tuesday 19th March 2024,
Arhavi – Arhavizyon

GÜRCÜ TELEVİZYONU LAZCA DEKLARASYONU HABER YAPTI..

Geçtiğimiz ayda Kartvelizme (Gürcü Milliyetçiliğine) karşı bir deklarasyon yayınlayan Türkiye’deki Laz aydınları, bir televizyon kuruluşu tarafından yapılan programda hedef oldular. Program sonrasında basına yazılı bir açıklama yapan İrfan Çağatay “Kartvelistlerden zaten böyle  bir tepkiyi bekliyorduk” diyerek sözlerine şu şekilde devam etti.

“Haberde Türkiyedeki bir grup Lazın Gürcistan’ı protesto ettiği söyleniyor. Bu deklarasyon hakkında Sarplı Lazlar’ın, bilimadamları ve dilbilimcilerin ve Megreller’in fikri soruluyor, güya.
Fikri sorulan birinci kişi Gürcistan Sarpı’ndan kilisenin bir numaralı Lazı Yaşa Tandilava. Kendisi bu deklarasyonu yazan kişilerin kültürsüz ve dilbilmez kişiler olduğunu Lazlar’ın öyle düşünmediğini, Lazların tartışmasız olarak Gürcü Kültürü’nün bir parçası olduğunu bildiriyor. Daha sonra Gürcü şovenizminin fikir babalarından Tariel Putkaradze tarihsel olarak Laz kelimesinin Bizans kaynaklarında Gürcistan halkı için kullanıldığını örnekliyor. Bir harita eşliğinde deklarasyonu yayınlayan Lazlar’ın art niyetli ve bölücü olduklarını delillendiriyor. Sonra Lazlar üzerine çalışan bir Megrel çıkıyor ve bunların Gürcistan düşmanları tarafından yaptırıldığını söylüyor. Lazların yaşadığı coğrafyanın Gürcistan’ın bir parçası olduğunu ileri sürüyor.
Haberin sonunda deklerasyonun chang.org’de imzaya açıldığını ancak sadece 500 kişinin imzaladığını bu da deklerasyona Lazların destek vermediklerini gösterdiğini söylüyor. Yani Lazlar içerisindeki marjinal bir grup yapıyormuş gibi lanse ediliyor.
Kartvelizm adına değişen bir şey yok yani.
Aslında bunlar, deklarasyonun hazırlanmasının ne derece haklı sebeplere dayandığını gösteriyor. Deklarasyona herkesin sahip çıkması ve yaygınlaştırması gerekir. Ayrıca tarafsız kalmanın Kartvelistler’in ekmeğine yağ sürmek olduğunu hatırlatmak isterim. ” dedi.

İşte Laz aydınlarının yayınladığı deklarasyon..

” Türkiye ve Gürcistan halklarına ve dünya kamuoyuna,

Laz Halkı nezdinde Gürcistan’ın ve Gürcistan halklarının özel bir yeri vardır. Gerek kültürel, dilsel ve etnik akrabalığımız bulunan Megrel nüfusunu, gerekse de Laz tarihinin arkeolojik kalıntılarını barındırması bakımından Gürcistan’ın batısı, adeta Lazların anavatanı durumundadır.

Lazların geleneğinde, geçmişinin önemli bir parçasını barındıran Gürcistan’a yaklaşımları asla menfî olmamış, gerek Türkiye’de gerekse Gürcistan’da yaşayan Gürcülere Laz halkı daima dostane duygular beslemiştir.

Bununla birlikte, Lazların dilsel, tarihsel ve kültürel aidiyetine yönelik olarak Gürcistan’da bazı art niyetli, politik ve popülist söylemler Gürcü uluslaşma sürecinden itibaren sürekli dillendirilmiş ve Gürcistan’ın resmî politikası olarak benimsenmiştir. Bu söylemler son yıllarda daha da yoğunlaşarak Lazları rahatsız edici bir hal almış, kabul edilemez boyutlara ulaşmıştır.
Gürcistan’ın resmî söylemi Megrel-Laz halkını müstakil bir unsur olarak görmeyerek onu Gürcü (ya da Kartveli, Georgian) ulusunun bir parçası, Lazcayı da Gürcü (Kartveluri, Kartuli, Georgian) dilinin bir diyalekti saymaktadır.

Türkiyeli Lazlar, soğuk savaş döneminde yeterince bilgiye ve örgütlü yapıya sahip olmadıklarından dolayı Kartvelist söyleme tepkisiz kalmışlardır. Ancak, Kartvelist ideologlar bu suskunluğu “sükut ikrardan gelir” aforizmasına dayandırarak tacizlerini son 10 yılda sürekli arttırmışlar, özellikle konudan bihaber Lazlara kara propaganda, demagoji, kelime oyunları ve çarpıtmalarla bu akıl dışı iddiayı benimsetmeye çalışmışlardır. Gürcistan devletinin Kartvelist tezlerinden beslenen bu faaliyetler, bir bütün olarak Lazları son derece rahatsız etmekte, Gürcistan’a karşı antipati uyandırmaktadır.
Gürcistan’da bu görüşü yaymaya çalışan kişi ve kurumlara açık ve net olarak şunları söylemek istiyoruz:
1. Lazlar Gürcü ulusunun bir parçası olmamıştır ve bugün de değildir. Lazlar Gürcü (Kartveli) değildir. Lazlar tarihin başından beri Laz’dır ve Laz olarak kalmaya azimlidir. Lazların dilsel, tarihsel ve kültürel aidiyeti hiçbir kişi ve kurumun tartışma konusu olamaz. Bunun sorgulanacak bir yanı yoktur!

2. Lazca Gürcücenin (Kartveluri) bir parçası, lehçesi, diyalekti, ağzı ya da Gürcü dillerinden (Kartvelian/Georgian Languages) biri değildir. Lazlar Kartvelian Language, SaertoKartveluri (Common Kartvelian) gibi Kartvelist ve politik terminolojilere karşıdırlar ve bunları reddetmektedirler. Bu terimler sebepsiz olarak Gürcüceyi ön plana taşımakta, Lazca ve Megrelceyi yazı dili olarak göz ardı etmektedir. Bunun bir sonucu olarak, Gürcistan’da Laz ve Megrel edebiyatı görmezlikten gelinmiş, hatta bölücü edebiyat olarak adlandırılmış ve alay konusu yapılmıştır. Bu yanlı terminoloji yerine, daha bilimsel ve apolitik olmak üzere “Güney Kafkas Dilleri (South Caucasian Languages)” teriminin kullanılması yerinde, doğru ve bilimsel bir tavırdır.

Bununla birlikte anadilimiz Lazcanın, Gürcüce ve diğer Güney Kafkas dilleri ile olan tarihî ve kökensel yakınlığını reddetmiyoruz. Bu yakınlık Hint-Avrupa dil ailesinin Cermen grubundan olan Almanca ve İngilizce ile kıyaslanabilir. Söz konusu diller, birbirlerine, Lazca ile Gürcüceden çok daha yakındır. Ancak Almanlara İngiliz, İngilizlere de Alman denemeyeceği gibi bu yakınlıktan hareketle Lazlara Gürcü, Lazcaya da Gürcüce denemez! Bu yakınlığa bazı politik anlamlar yüklemek ise hezeyandır, abestir.
3. Lazlara kardeşlik adı altında yaklaşarak, bir takım kelime oyunlarıyla tarihi manipüle etmeye, yaşanmamış tarihî olayları sübjektif yorumlarla yaşanmış gibi göstermeye, bunları kullanarak Lazlara din ithal etmeye çalışan kişi ve kurumların bu tutumlarını samimi bulmuyor, kardeşlik ve dostlukla bağdaştırmıyoruz.

4. Laz kültürüne emeği geçmiş sembol kişilerin çarpıtma ve zorlama yorumlarla Gürcülüğe mal edilmeye çalışılmasını etik bulmuyor ve şiddetle kınıyoruz.
5. Gürcistan’da Lazcanın sadece bir “akademik araştırma dili” ya da “ev dili” çerçevesine hapsedilmiş olduğu gözlemlenmektedir. Ancak, biz biliyoruz ki Lazca yaşayan bir dildir ve Laz kimliğinin en belirgin unsurudur. Yaşayan bir edebiyatı vardır. Yaşamı ve dünyayı anlatmada aşılamayacak bir eksikliği bulunmamaktadır. Bu özelliğini devam ettirebilmesi için başta Türkiye ve Gürcistan’da gösterilecek her türlü çaba Lazların takdirini kazanacaktır.
6. Gürcistan ve Gürcistan’daki kurumlar eğer Lazların hoşnutluğunu, Gürcistan’a sempatisini arttırmak istiyorlarsa, Megrellere ve Svanlara kültürel otonomi, anadilde eğitim, bu dillerin güçlendirilmesi için teşvik ve destek sağlanması gibi konulara eğilmelidirler. Avrupa ya da başka bir siyasi gücün baskısıyla değil, Gürcistan ve kurumlarının kendi içinden gelen bir sorumluluk hissiyle bu dillerin anadil olarak tanınmalarına yönelik girişimlerde bulunulması Gürcistan için daha demokratik bir tavır olacaktır. Unutulmamalıdır ki Lazca, Megrelce ve Svanca dünya kültür mirasının bir parçasıdır. Bu dillerin yaşatılmasına yönelik çabalar insan hakları çerçevesinde tanınan evrensel ilkelerden güç almaktadır. Bu dillerin yok oluşu sadece konuşucularını değil, bütün insanlığı ilgilendiren bir sorundur. Bu unutulmamalıdır.

Aşağıda imzası bulunan biz Laz aydınları ve sivil toplum örgütleri, Gürcistan’dan yönelen bu Kartvelist propagandaya ve Kartvelizme artık tepkisiz kalmamak gerektiği fikrindeyiz. Tek bir ağızdan ortak görüşlerimizi ihtiva eden bu metin, Gürcistan, Türkiye ve Dünya’da konuyla ilgili bütün kurum ve kuruluşları haberdar etmek amacıyla kaleme alınmıştır.”


Paylas

About The Author

Comments are closed.