Artvin’in Kafkasör yaylası Cerattepe bölgesindeki madencilik faaliyetlerine karşı Artvin halkının mücadelesi devam ediyor.
2012 yılında yeniden ihaleye çıkarılan Artvin’in hemen üstündeki, 4 bin 406 hektarlık alan için Artvinliler, Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde dava açtı. Bu dava süreci devam ederken bu alana ek olarak, bu kez Hatila Milli Parkı sınırından başlayıp Oruçlu, Sarıbudak, Zeytinlik mezralarını da içine alan 4 bin 132 hektar daha maden sahası ruhsatı verildi.
Artvin Halkı aynı şekilde Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde bu ruhsat alanına da dava açtı. 225 Tüzel ve özel kişilerden oluşan davacıların dilekçeleri Artvin Adliyesine teslim edildi. Burada kısa bir açıklama yapan Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Bedrettin Kalın, 25 yıldır süren Hukuki süreci ve yeni ruhsat alanına karşı açılan dava ile ilgili açıklama yaptı. Av. Bedrettin Kalın; “Bugün Artvin’in geleceğini yakından ilgilendiren bir dava daha açıyoruz. Biliyorsunuz bugüne kadar 25 yıl süren mücadele içinde bir çok dava açtık.
Bugünkü davamız, daha önce açmış olduğumuz Cerattepe davalarındaki Cerattepe ruhsat alanları ile Hatila Milli Parkı arasında kalan bir alan. Bu alan Çoruh’un kenarından Fıstıklı köyü üzerinden başlayıp 4 bin 406 hektarlık eski ruhsat alanının çevresini dolanarak Sarıbudak, Ballıüzüm mezra ve yaylalarını da içine alan çok geniş alanı kapsayan 3 ayrı parsele bölünerek ruhsatlandırılmış bir alandır. Toplam 4 bin 132 hektardır. Daha önceki Cerattepe alanı 4 bin 400 altı hektardır. Şimdiki alan 4 bin 132 hektar. 4 bin 132 hektar deyince alan ölçülerini bilmediğimiz, anlamadığımız için bu şekilde hektar olarak veriliyor. Bu alanın herkesin anlayacağı şekilde başka deyimle miktarı 40 milyon 132 bin metrekareye denk gelen devasa bir alandır.
Dolayısıyla bu 3 alanın ihalesinin iptali için dava açıyoruz. İhale usulüne göre açılmış bir ihale değildir. Hiç kimsenin haberi olmadan sadece Maden İşleri Genel Müdürlüğü sayfasından ilan edildiğini de sonradan öğrendik. Esasen basından duyabildiğimiz bir ihale yapıldı!. İhale bedeli de son derece komiktir. Bunu da bilmek lazım. Toplam 3 bölüm halinde ihaleye çıkarılan 4 bin 132 hektar bu alanın bedeli 450’şer bin TL’den 3 ayrı bölüm olarak 1 milyon 350 bin TL’ye ihale dilmiştir.
Bu Ankara’daki yada İstanbul’daki 2 artı 1 dairenin fiyatı bile değildir!. Bu kadar devasa alanı bila bedel, neredeyse bedelsiz bir şekilde bir maden şirketine peşkeş çekilmiştir. Dolayısıyla bu davayı açmış bulunuyoruz. Toplamda 225 davacı var. Bu davacılar içinde Artvin Belediyesi ’de var. 5 yıl boyunca maalesef belediye hiçbir davaya müdahil olmuyordu.
Ne güzel ki artık belediye Artvin’e sahip çıkıyor. Yanımızda duruyor. Bundan dolayı mutluyuz. Bunun dışında siyasi partiler, bu ruhsat alanlarında arazileri, köyleri, yaylaları olan köylüler var.
Taşlıca, Ballıüzüm, Oruçlu, Sarıbudak köyü gibi, muhtarlıklar var. STK’lar, Kooperatifler var. Gazetecilerin 4 bin 406 hektarlık alan için açılan davanın akıbetini soran gazetecilere açıklama yapan Av. Bedrettin Kalın; “ 4 bin 406 hektarlık dava biliyorsunuz şaibeli bir mahkeme kararı ile işletmeye açılmıştır. Sınırlı bir alan işletmeye açıldı. 32 hektar alan işletmeye açıldı. Burada çalışma maalesef sürdürülmektedir. Maden şirketi alanı 249 hektara çıkarmak istedi. Biz dava açtık ve o davayı da kazandık.” dedi.
Maden şirketinin şehrin sularını kirlettiği yetmiyormuş gibi çalmaya kalkışmasını da soran gazetecilere açıklama yapan Kalın; “Hukuk yok. Şundan dolayı yok. Esasen Cerattepe maden işletmeciliği ÇED raporuna dayanarak yapılabiliyor. ÇED raporu 32 hektarlık alan için verilmiştir.
Her ne kadar ruhsat alanı çok daha geniş alanı kapsasa da bu alan içinde işletme faaliyetinin yapılabilmesi için ÇED olumlu kararı alınması gerekiyor. Bu ÇED olumlu kararı 32 hektar için alınmıştır. Bunun dışında çıkamazlar. Bunun dışında faaliyetlerde bulunmaları sizin için ne kadar yasaksa mümkün değilse kanun olarak onlar içinde aynı ölçüde aynı yasalara tabidirler.
18 Ocak 2020 tarihinde maden şirketinin Kafkasör’ün hemen yan tarafında Artvin Şehir Merkezi’nin su şebekesini besleyen kaynaklardan birisine hunharca el atmış oldu. Bir iş makinesiyle girip ormanı katletmiş ve büyükçe bir su tankını koydukları görüldü. Bunu belediye tespit etti. Belediyedeki arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Onlar takip ettiler, tespit ettiler, el koydular. Yargıya dönüşen sürece dönüştü.
Maden işletmesiyle ilgili ÇED raporunda Kafkasör, Cerattepe bölgesinde hiçbir su kaynağına el atmayacaklarını taahhüt ermiştir. İçme sularının damacanalarla taşınacağı, diğer suların da başka araçlarla taşınacağı ve madenin içerisinde altı sularının kullanılacağı ifade edilmiştir. Buna rağmen biz de bunun böyle olmayacağını eninde sonunda buradaki suların kirletileceğini, ifade ediyorduk. Ama ÇED’in dışına çıkıp bu şekilde alenen hunharca sularımıza saldıramazlar düşüncemiz vardı. Bununda boş olduğunu gördük süreç içinde.
Tam bir yağma mantığıyla hukuk tanımaz bir şekilde bütün o alanların kendilerinin sahibi olduğunu zannederek istediği her şeyi alabileceği, istediği her şeyi kullanabileceği, istediği her şeyi yapabileceği bir mantıkla hareket eden bir şirketten söz ediyoruz” dedi.
Haber: Hayati Akbaş
Comments are closed.