Friday 22nd November 2024,
Arhavi – Arhavizyon

GOMANÇELU..

Rekare 23 Ocak 2011 AKIN Yorum yok GOMANÇELU..

GOMANÇELU..

1880 yıllar Arhavi’ye kar yağmış ,sabahın ilk ışıkları ve alışık olmadığımız bir soğuk,kadınlar ellerinde bakraçlar ineklerini sağmış ,esnaf henüz kış uykusunda, şehir sesiz yarım metreye yakın kar,kış  bu küçük kasabayı istila etmiş.Elektrikler kesik….sular akmıyor..

Ben horozlarla beraber uyanmış  kahvaltı bile yapmadan kendimi sokağa atmış  şehri  turluyorum.Kar sanki bir şeyleri mi değiştirdi? Hayır Arhavi yine aynı Arhavi her gün defalarca gezdiğim sokaklarda değişik bir bakış ve umut içerisindeyim..can sıkıntısı işte..

Foto Seyfettin’in karşısındaki çay ocağının bacasından duman tütüyor anlaşılan çaylar demlenmiş, SELAMUN ALEYKÜM der demez DELİ KEMAL giriyor içeri  NANAYDA DİYOR ,içeride üç beş kişiyiz Kemal ‘i görünce yüzümüz gülmeye başlıyor .KEMAL’ i bilirsiniz  sevmeyeni yoktur..çay lar ısmarlanıyor üç beş dakika sonra muhabbet otomatikman bel altı esprilere gidince rahmetli basıyor küfürü  .Meşhur G harfi ile başlayan ve Ş harfi ile biten lafını kapı çıkışında yapıştırıp uzaklaşıyor.. sokakta üç beş aç güvercin tekerlek izlerinin  arasında  yiyecek bir şeyler arıyor..yavaş yavaş  paslanmış kepenk  sesleri duyulmaya başlıyor,sokaktan geçen araba sayısı da artmaya başlıyor.Sokakta kimi görsem elinde sigara,  çay ocağı kalabalıklaşıyor.Masa üstünde taptaze günlük gazetelere gözüm kayıyor,ö dönem en popüler   bul var ve tan gazeteleri elden ele dolaşmaya başlıyor  ana sayfada tecavüzcü Coşkun ve Ahu Tuğba’nın resimleri .İçeride muhabbet hat safhada

Bir muhabbetin konusu köydeki kar kalınlığı,diğer muhabbetin konusu karatavuklar ve ördek avı.

Üç ırmak köyünde bir metreyi aşan kar var diyor ayağında  keçi  kılından örülmüş çorap giyen abim.

Arabalar Kavağa kadar zor çıkıyormuş  ,kar yağışı bir hafta devam edecekmiş diyor…Bu SÖZLERİ duyunca iyiden iyiye canım sıkılıyor.Hesapta bende köyüme çıkıp KUTSAL TOPRAKLARI ziyaret edecek  amcamdan sepet,gudeli örmeyi öğrenecektim…yattı bizim plan..

Çaylar boğazımdan sıcak sıcak inerken pala bıyıklı ayağında sarı çizmeli şoför abi içeri giriyor

Çee biçepe zincirsuz çeçmeşa var ilen.. diye bir espri yapıyor,ortam müsait espirler havada uçuşuyor

Madem var ilen si ti  mot ulu..

Mupa ,,

İştoniz yolla gitsun..

Mundi si mibonareyi..

Ho… 

Lazcanın kıvrak ve derin ifadeleri,al lafı istediğin yere çek kullan…

Bir saat kadar takıldığım bu mekanda hayatımın en iyi stand up  gösterisini izledikten sonra üzerime sinen sigara dumanından kurtulmak için kendimi sahile atıyorum ,martılar yine aç ,deniz dalgalı,kimsecikler yok sahilde bir ben varım birde dolmuş durağının emektarları.CİHA bembeyaz olmuş ,tam karşımda ilk defa karşılaştığım bir manzara Rusya’nın kar yağmış tepelerin gözüküyor şaşkınlıkla izliyorum….

Yıl 2011 İstanbul da bir  bebek sahilindeyim,  deniz dalgalı ,özlemlerimle yoğrulurken bir şehir geliyor aklıma elektrikleri kesik ,köy yolları kapalı,ama umutların hep yeşil ışık yaktığı bir şehir,kapatıyorum gözlerimi denizin kokusunu içime çekiyorum… Bir an kendimi orda hissediyorum .

O SUSKUN ŞEHİRDE  ARHAVİ’DE..

                                                                                                                        Akin.gulhan@hotmail.com


Paylas

About The Author

Leave A Response