Ölüm, bazen sinyal vererek, bazen de ummadığın bir zamanda gelir karşınıza. Çaresiz hastalıklar, hasta gençte olsa, öncesinde çoğu zaman alıştırır bizleri ve deriz ki ” Çok çekiyordu bu hastalıktan ..Kurtardı..”
Ama beklenmedik bir anda sevdiğimiz bir insanın ölüm haberi çok acı gelir insana..Kahreder yüreğimizi.. İnanmak istemeyiz.. Kabus mu bu ?…deriz..
Sonrasında kabulleniriz onun aramızdan ayrılışını.. Ama ölümüne inanmadığımız olmuştur inadına.. Çünkü İnsan yaşamının sonrasında unutulursa, gerçekten ölmüştür, eğer unutulmaz ise, ölmez hiçbir zaman..
İşte sevgili arkadaşım İlyas..Sen hiçbir zaman ölmeyeceksin..Çünkü sen unutulamayacak bir insansın..
Bizler, yaşamını bir köyde idame ettirip, her türlü doğa şartları ile dans eden, insanlardan başka hiçbir şeyden korkmayan bir insanın, ne kadar hümanist ve ne kadar doğaya saygılı olabileceğini senden öğrendik. Sen avını koruyan bir avcı idin vadinde…Çünkü madalyonun iki yüzünde de durmasını biliyordun.
Kamilet Vadisini İlyas Can’sız düşünmek şimdiden zor geliyor be kardeşim..Hiç hesapta yoktu ölümün.. Oysa neler planlamıştık senin “ İşte benim yaşam vadim” dediğin Kamilet için.
Arılar.. balıklar..karacalar aramayacak mı seni be kardeşim ..Ne cevap vereceğiz şimdi biz onlara…
Arhavi’nin CAN’sız bir Kamileti olur mu be kardeşim..
Mehmet Remzi Öncel
Comments are closed.