Monday 25th November 2024,
Arhavi – Arhavizyon

BİR RÜYA ŞEHRİ: BATUMİ

Kış mevsiminin en soğuk günlerini yaşadığımız şu günlerde bir Batum gezisi yapalım dedik. Amacım yaz mevsiminin o hareketli ve sıcak rüzgarlarının estiği Batum’u bu vakitlerdeki hali ile kıyaslamaktı. Gerçi şu günlerde Batum yeni yıl hazırlığında, fakat yaz güzelliğinden hiç bir şey kaybetmemiş, aksine sessiz duran bir asilzade gibi görünüyordu bizlere..

Önce gümrüklerden bahsetmek istiyorum. Lafı evelemeden, gevelemeden baştan söyleyeyim. Trafiğin yoğun olmamasına rağmen henüz Türk tarafı sınıfı geçmiş değil. Tam bir rezalet… Gürcistan’a geçenlere adeta işkence çektiriliyor. Gürcü gümrüğüne geçiyorsunuz, her şey değişiyor.. Onlarda geçenlere nasıl yardımcı olabiliriz diye adeta  yarışıyorlar. Girerken Türkçe “ hoş geldiniz”, çıkarken “yine bekleriz” diyerek karşılıyorlar ve uğurluyorlar  sizleri..

Daha önceki yazılarımda bu gümrük konusunu yine kaleme alıp yazdığımdan fazla uzatmak istemiyorum. Yalnız Türkiye tarafında, işlevlerin sıfır olduğu bir bina yığıntısı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim…Bizimkiler zahmet edip Gürcistan tarafına geçerek bu işler nasıl yapılır bir öğrensinler..

Batum’a gelince…Batum bir rüya şehri olmuş artık. Çoğu sokakların ve yeni binaların inşa edildiği bu güzel şehirde dikkatimizi çeken en önemli şey binaların mimari özellikleri ile adeta birbirleri ile yarıştıkları. Bu bazen çılgınlık noktalarına kadar gitmiş. Örneğin 20. katın köşesine bir dönme dolap bile koymuşlar. Dolap çalışmasa bile şuan ilginç görünümü ile dikkatleri üzerine çekiyor zaten.

Bir başka özellik;  Bir İtalyan meydanı.. İtalya’ daki tüm mimari özelliği bire bir kopyası şekli ile inşa edilmiş. Pizza meydanında kendinizi kesinlikle İtalya’da hissediyorsunuz. Tavan süslemeleri ve duvar fresklerinden etkilenmemek mümkün değil.

Kış mevsiminin tenhalığında doya doya çevremizi seyrediyoruz. İnsan7 kmlik sahilde ne kadar yürüyebilir ki. Acara pidesi ve o güzelim xeçepuri’yi yedikten sonra gecenin renkli ışıkları büyülüyor bizleri. Şehir adeta bir ressamın fırçası ile renkleniyor aniden. Hangi binaya baksanız farklı bir aydınlatma var. Hatta inşaatlar bile geceleyin aydınlatılıyor..

Kendinizi bir Avrupa şehrinde hissediyorsunuz. Beraber olduğum ağabim;  “7-8 yıl önce de Batum’a gelmiştim çok kötü idi, Şimdi bakıyorum, her şey değişmiş, Batum çok güzelleşmiş” diyor..

Batum’u dolaşırken bir başka  olayla karşılaşıyoruz..Hani Türkiye’de alışığız ya, parkta çocuk bekleyen veya bir bankta oturan kadınlarımız ya dantel örer, ya da kazak.. veya çorap.. İnanın Batum’ da 80 yaşında kadın bile sokakta  dergi veya kitap okuyor…

Ne diyeyim “nosi şuka varen ki,  megitaxa kaybana ”     (akıl salatalık değil ki koparıp vereyim)

Mehmet Remzi Öncel –  Aralık 2012


Paylas

About The Author

Comments are closed.