Biliyoruz ki, Lazca’nın yok oluşu sadece bir dilin yok oluşu olmayacak; Lazca ile birlikte kimliğimizi, kültürümüzü, tarihsel varlığımızı da yitireceğiz. Ve torunlarımıza ölü bir miras bırakacağız.
Büyük bir özveri ile ortaya koyduğumuz çabalar hep bu yok oluşun önüne geçmek için. “Lazika Yayın Kollektifi” bu yüzden kuruldu. Laz Kültür Dergisi Tanura bu yüzden çıkıyor.
Ama bütün bunların yetmediğini de biliyoruz. Daha çok çalışmalı, daha çok üretmeli ve daha çok insanı bu imeceye dahil etmeliyiz. İş yapan, üreten, ciddiyeti olan, şahıslara değil amaca hizmet eden kurumlar oluşturmaya ihtiyacımız var.
Biz de bunun için kollarımızı sıvadık. Kısaca “Laz Enstitüsü” olarak formüle edebileceğimiz yeni bir oluşum için bir tartışma başlattık. Lazcaya emek vermiş, bu konuya kafa yormuş, fikir oluşturmuş dostlarımızla görüşmelerimizi sürdürüyoruz.
Enstitü esas İtibari İle bir araştırma kurumu olacak ama aynı zamanda bir eğitim kurumu, bir okul olarak da işlev görecek.
Enstitü, başlangıç İtibari ile dört başı mamur bir kurum olmayabilir. Biz toprağa tohum atacağız. Tohumun filizlenmesi için gene özveri ile çalışacağız; sulayacağız, yabani otlardan temizleyeceğiz, özenle, dikkatle büyütüp köklenmesini sağlayacağız. Ama hep birlikte, eski Laz İmecelerİndeki gibi…
Yüreğinde anadil (nananena) sevgisi olan herkesi bu imeceye çağırıyoruz.
Lazika Yayın Kollektifi
Comments are closed.