Türkiyenin ciddi web sitelerinden “karalahana”, Dünya Gazetesine dayanarak ilginç ve bir o kadar da düşündürücü bir forum yazısı yayınladı.
“ Tarımsal üretimde dünyanın 7., Avrupa’nın 1. ülkesi olmakla övünen Türkiye, kurbanlık koyun ve saman ithalatından sonra, şimdi de fındık ithal etmeye hazırlanıyor.”
Dünya Gazetesi Ordu Temsilcisi Murat Gürsoy’un haberine göre, ihracatçılar hükümetten gümrük vergilerinin düşürülmesini ve fındık ithalatına izin verilmesini istiyor. Dünya fındık üretiminin ve ihracatının yüzde 80’nini gerçekleştiren Türkiye’nin ithalat yapması bir yana, bunun konuşulması bile ayıp.
Fındıkta ithalatın gündeme gelmesi sadece don felaketiyle açıklanamaz. Bu, uygulanan fındık politikasının iflasıdır.Bu noktaya nasıl gelindi?
İklim koşullarına bağlı olarak dünyada yılda ortalama 800-850 bin ton kabuklu fındık üretiliyor. Bu üretimin yüzde 70’ni Türkiye gerçekleştiriyor. İtalya yılda ortalama 100 bin ton, İspanya 20 bin ton, Amerika 30 bin ton, Azerbaycan, Gürcistan ve diğer ülkelerde ise toplam 70 bin ton civarında bir üretim var.
Dünya fındık ihracatı ortalama 600 bin ton. Bu ihracatın yüzde 80’nini Türkiye gerçekleştiriyor. Ortalama 1.5-2 milyar dolar döviz girdisi sağlanıyor.Dünya üretiminin yüzde 70’ini, ihracatın yüzde 80’nini gerçekleştiren Türkiye, nasıl oldu da fındık ithal eder duruma geldi?
1- Üreticinin ortağı,sahibi olduğu Fiskobirlik, 1964 yılından 2003 yılına kadar devlet adına fındık alımı yaptı. AKP iktidara geldikten sonra Fiskobirlik yönetimi ile karşı karşıya geldi. Yönetimi değiştiremeyen Hükümet, Fiskobirlik’i devre dışı bıraktı. Toprak Mahsulleri Ofisi devlet adına fındık alımı ile görevlendirildi. 2006-2007 ve 2008 yıllarında Ofis devlet adına fındık aldı. Piyasayı düzenlemeye çalıştı.
2- İhracatçıların ve yurtdışındaki alıcıların baskısı ile fındıkta serbest piyasaya geçilecek diye, Hükümet, 3 yıl uygulanacak “Yeni Fındık Stratejisi “ni 2009’da uygulamaya koydu. Toprak Mahsulleri Ofisi’ne tarihinde ilk kez fındık aldıran Başbakan Recep Tayyip Erdoğan o günlerde şu açıklamayı yaptı:” Fındık, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin işi değil. Devlet ve siyaset artık fındıktan elini çekecek. Fındık için de bir borsa kurup, fiyatın ve talebin bu borsada belirlenmesi yönünde çalışmalarımız var. Yıllardır fındık üreten kesimler hep sırtlarını devlete dayadılar. Devlet satamayacağı fındığı halkı mağdur olmasın diye defalarca alıp deposunda sakladı, aldığının yarı fiyatına satmak zorunda kaldı.Yazık günah değil mi bu devlete. Bu paralar milletimizin cebinden çıkmıyor mu? Yani hazırcılığa çok alıştık. Ben toplayayım, devlet alsın. Artık böyle bir sistem dünyanın hiçbir yerinde uygulanmıyor.”
3- Hükümet, Fiskobirlik’i batırıp, Toprak Mahsulleri Ofisi’ni devreden çıkarınca üreticiyi de “alan bazlı destekle” bir anlamda susturdu. Üreticilere tapu üzerinden para dağıtmaya başladı. Üretim olsun olmasın,fındık bahçesi ve tapusu olan herkese verilen bu para üreticiyi fındık bahçelerinden uzaklaştırdı. Fındık üreticisi, üretimi, verimliliği ve kaliteyi artıracak, don, kuraklık felaketine karşı ürünü koruyacak hiç bir çaba göstermeden bu parayı almaya başladı. Her yıl ortalama 700-800 milyon lira bu şekilde üreticilere dağıtılıyor.
4- Yeni fındık stratejisi ile üretimi artırmak bir yana, fındığını söken üreticilere ayrıca dekar başına 3 yılda 600 lira destek ödemesi getirildi. Neyse ki, üretici bu oyununa gelmedi ve fındıkları sökmedi. Sökseydi bugün felaketin boyutları çok daha yüksek olurdu.
5- Fındık ihracatçılarının büyük bölümü bu yanlış politikaya destek verirken, bazıları bu yanlış oyunu gördü. Fındık bahçelerinin sökülmesinin yanlış olacağını Türkiye’nin en az 1 milyon ton fındık üretmesi gerektiğini söyledi. Ancak onlar da sesini duyuramadı.
6- Uygulanan yanlış politika sonucunda Türkiye, daha çok fındık ihraç ederek daha az gelirle yetinmek zorunda kaldı. Üretici alan bazlı destekle uyutuldu. Fiskobirlik ve Toprak Mahsulleri Ofisi gibi piyasayı düzenleyici kuruluşlar olmayınca fındığı depolayacak, stokta tutacak kurum kalmadı. Milyonlarca lira harcanarak kurulan lisanslı depolar boş kaldı. Yıllardır kurulacak denilen “Fındık Borsası” kurulamadı. Doğal afet dönemlerinde ihtiyaç duyulacak stok oluşturulamadı.
7- Mart ayı sonunda yaşanan don felaketi fındıkçılar için 1 Nisan şakası oldu. Ama şaka değildi. Herkes gerçekle yüz yüze geldi. Emanet fındıkları ucuza satan, 2014 ürünü fındığı düşük fiyattan alivre satanlar hepsi bu gerçekle yüz yüze geldi. Artan fındık fiyatı sektörde iflaslara neden olacak. İki haftada fındık fiyatı 6 liradan 10 liraya çıktı. Daha da yükselecek. İthalat bu artışı durdurmak için gündeme getirildi. Çünkü, dünyada ithal edilecek fındık yok.
Özetle dünya üretiminin yüzde 70’ine,ihracatının yüzde 80’nine sahip olduğu fındığı günübirlik yanlış politikalarla çıkmaza sürükleyen Türkiye, şimdi ithalatla çıkış yolu arıyor. Ama o yol çıkmaz sokak.
Haber: http://www.karalahana.com/karadeniz-forum/index.php?topic=17146.new#new
Comments are closed.