Hopa Cankurtaran bölgesinde mesire alanı yapılmak için kesilecek olan ağaçları korumak isterken öldürülen Reşit Kibar için Arhavi Cumhuriyet Meydanında bir basın açıklaması yapıldı.
Ormanını korumak için hayatını kaybeden Reşit Kibar’ın komşuları “bizi, bizim sofralarımıza oturanlara öldürttüler” diyerek tepkilerini gösterdiler.
Yapılan basın açıklaması aynen şöyle:
“Arhavililer!
Üç gün önce Cankurtaran’da işlenen cinayet nasıl bir saldırı altında olduğumuzu gösteriyor. Soy-Yapı Beton şirketi, arkasına AKP iktidarını ve devlet kurumlarını alarak Cankurtaran’da taşocağı açmak için işe girişmişti.
Köylüler bu saldırıyı püskürtünce aynı şirket bu kez mesire yeri adı altında ormanı yok etmeye yeltendi. Ormanları korumakla yükümlü Orman Genel Müdürlüğü birbirine zıt her iki projeye de onay verdi. Devletin kurumları, şirketler para kazansın diye, doğamızı cehenneme çevirecek her tür projeye onay veriyor.
Reşit Kibar ve arkadaşları işte bu doğa katili projeye karşı mücadele ediyordu. Reşit Kibar’ı öldüren Muhammet Ustabaş komşusuydu. Dünkü cenaze töreninde yaslı analardan birinin dediği gibi, “bizi, bizim sofralarımıza oturanlara öldürttüler”.
İyi bildiğimiz bir taktik bu: Şirketler, kazanç hırslarına engel olan direnişleri bölmek için bazı işlerini içimizden birilerine veriyorlar. Böylelikle sadece bizi bölmekle kalmıyor, o vahşi kazanç hırslarını da toplumun işleyişi, insanın doğası haline getirmeye çalışıyorlar.
“Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser.” AKP-MHP iktidarı ve şirket çeteleri tam da bunu yapıyor.
Bütün Türkiye doğası yaylasından ovasına, ormanından deresine, gölünden denizine saldırı altında.
Şirketleriyle, hükümetiyle, resmi kurumlarıyla, ordusuyla, devletiyle muazzam bir sömürü düzeni içinde yaşıyoruz. Biz fakirleşiyoruz, doğa fakirleşiyor, ama şirketler muazzam paralar kazanıyor. Doğamızı yok ederek, insanlarımızı öldürerek yapıyorlar bunu.
Ama bir yandan da bütün Türkiye bu saldırılara karşı koyan direniş öbekleriyle bezeli.
İşte bu direnişlerden biri de Cankurtaran’ı kurtarmak içindi.
Bu saldırılardan ve direnişlerden çıkarmamız gereken dersler var.
Doğa savunusu bir bütündür, parçalanamaz. Birlik olmalıyız, kenetlenmeliyiz. Çok olmalıyız. Çok olursak cesaret edemezler, yenemezler.
İşbirlikçilere göz açtırmamalıyız. Elbirliğiyle doğamızı savunmalıyız.
Sermaye yaşam kaynağımızı, ormanlarımızı yokedip para kazanma peşinde. Sadece gölgesini satamadığı ağacı değil, ormanı yok etmeye azmetmiş. Buna izin veremeyiz, vermeyeceğiz.
Reşit Kibar kardeşimiz, “bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine” bir dünya kurabilmek için yaşadı, bu uğurda öldü.
Ağaçlar ölür, orman ölmez. Bir ağaç, orman ölmesin diye öldü. Reşit Kibar kardeşimiz bir orman olarak yaşayacak. Uğruna öldüğü Cankurtaran ormanı, bundan böyle, Reşit Kibar Ormanı olarak anılmalı. O orman direnişin anıtı olmalı.
Şimdi direniş zamanı!
Yaşasın orman!”
Fotoğraflar: Osman Nuri ÖZKAN
Comments are closed.