Friday 22nd November 2024,
Arhavi – Arhavizyon

EMEĞİN SESİ ARTVİN´DE YANKILANDI

 

     Atapark önünde toplanan emekçiler, yürüyüş başlayıncaya kadar burada horonlar oynadı. Saat 12.00’de Çok Katlı Otopark önüne doğru başlayan yürüyüşe; KESK, Eğitim-Sen, Eğitim-İş, DİSK, Türk-İş, Halkevleri, Genç Umut, AÇÜ Öğrenci Kolektifi, 78’liler, Gençlik Muhalefeti, ÖDP, CHP, TGB, EDP, Ardeşen CHP İlçe Örgütü, çeşitli sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar katıldı. Havanın kapalı olmasına rağmen yüzlerce Artvinli, yanlarına çocuklarını da alarak alana geldi.

 

     Oldukça sakin ve güzel başlayan kutlamada, otopark önünde emniyetin almış olduğu tedbirler çerçevesinde herkesin tek tek aranması ile katılımcılar miting alanına alındı. Bu arada eylemciler, ‘Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek’, ‘Ya hep beraber ya hiç birimiz’, ‘Su halktır satılamaz’, ‘Dereler bizimle özgür akacak’ pankartları taşıyarak sloganlar attılar.

 

     Geçen yıllara oranla katılımın yüksek olduğu kutlama; Artvin ve Karadeniz’le beraber tüm Türkiye’nin kanayan yarası olan HES’lerle ilgili Artvin Merkez ilçeye bağlı Erenköy sakinlerinden Sedat Yıldırım’ın konuşmasıyla başladı. Köylü vatandaşlar adına sıkıntılarını dile getiren Yıldırım, köyünde yapılan HES’lerin çevreye ve köyüne verdiği zararları anlattı. Yıldırım konuşmasında:” “Geldiler köyümüzü mahvettiler. Ağaçları katledip, toprağın içine gömdüler. Bize bir dal bile kestirmeyenler, bu olanlara göz yumdular. Bir önceki Vali, oradaki firmaya ceza kesti. Öğreniyoruz ki ruhsatları bile yok. Sulama suyu kanalımıza bıraktıkları su; arazimizi, ekinlerimizi, otlarımızı öldürdü. İnekler o otu yemedi. Aman akıllı olun! Bizim köyümüzün başına gelen, sizin köyün başına da gelmemesi için direnin. Köylerimizi kurtaralım.” dedi.

 

 

     Diğer HES mağduru köylerden Ardanuç Bulanık Köyü’nden Bulanık Köyü Yardımlaşama ve Dayanışma Derneği Başkanı Cevahir Dede’nin yaptığı konuşma ise büyük alkış aldı. Cevahir Dede şunları söyledi; “Benim suyum, derem olmadıktan sonra dağ başını niye beklerim. Benim koyunum, malım, bostanım, bağım her şey su varsa, vardır. Onun için ben asla suyumu vermeyeceğim. Bizden suyu aldıktan sonra alın Artvin’i gidin. Bunun başka anlatımı yok. Derelerimize, sularımıza göz dikenler bilsinler ki bizim rızamız asla yoktur. Ne gerekiyorsa, o mücadeleye hazırız. Canımızı veririz, ama derelerimizi, sularımızı vermeyiz. Bu böyle biline” dedi.  

 

     Son konuşmayı Tertip Komitesi Başkanı Seyfettin Altıkulaç yaptı. “Özgürlük için, eşitlik için, barış için, zulme, sömürüye, işten atılmalara ve yoksulluğa karşı krizin bedelini ödememek için bugün yine alanlardayız.

Özgürlük, eşitlik, talepleriyle alanlara çıktığımız bu 1 Mayıs’ta demokrasi özlemimizi boğmak isteyenlere, özgürlük düşmanlarına ırkçılara, faşistlere, darbecilere karşı sesimize ses verenler omuzlarını omuzlarımıza verenler işçiler, köylüler, işsizler, öğrenciler, memurlar, emekliler, benimde bu mücadeleye katkım olsun diyenler hepiniz hoş geldiniz.” diyerek başladığı konuşmasında Altıkulaç, “1 Mayıs tarihimizdir. Alanlarda yüz binlerle haykırdığımız sloganlarımızdır. Emekçilerin kuracağı ve yaşatacağı bir toplumsal düzen özlemimizdir.1 Mayıs kardeşliğimizdir. Dil farkı bilmeyen, din farkı bilmeyen, ırk farkı bilmeyen ahlakımızdır. 1 Mayıs bir ağaç gibi tek ve hür bir orman gibi kardeşçesine yaşayacağımız özgürlüğümüzdür. 1 Mayıs günümüzdür bizi biz yapan bugünümüzdür. Coşkumuzu mücadele azmimizi yükselten yarınımızdır. Özgür, eşit kardeşçe bir toplum özlemimizi diri tutandır.

     1 Mayıs ödediğimiz bedeller, yitirdiğimiz canlardır. Uğradığımız saldırılar, baskılar, işten atılmalar, sürgünler, işkenceler katliamlardır. 1 Mayıs emekçilerin etidir, dişidir, tırnağıdır.” ifadelerini kullandı.

 

     Zor günler geçirdiklerini söyleyen Seyfettin Altıkulaç, konuşmasının sonunda şunları kaydetti:

    “Orta Doğu’nun emperyalistlerin katliamları ve işkenceleri ile bölge halklarının geleceğini talan eden uygulamalarıyla kan ve gözyaşı diyarına dönüştüğü günlerden geçiyoruz. Ülkede siyasal gericiliğinin, her tür biçiminin toplumsal alanda ilmek ilmek örüldüğü tüm iktidar olanaklarının bu noktada seferber edildiği günlerden geçiyoruz.

    Yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan halkımızın bir birine düşmanlaştırıldığı, taşoren uygulamalarının devlet politikasına dönüştürüldüğü, Kent A.Ş.de TEKEL’de TARİŞ’de birçok emekçinin; işsizlik, güvencesizlik ve yoksullukla mücadele ettiği, emeklilik hakkının iş güvencesinin, eğitim ve sağlık hakkının ortadan kaldırıldığı, kıdem tazminatının kaldırılması için hazırlıkların yapıldığı, eğitimin ancak parası olanın yararlanabileceği piyasa hizmetine çevrildiği, yeni istihdam paketlerinin ülkeyi tam bir ucuz emek cennet haline getirmek hedefi ile hazır edildiği, kadınların tecavüzle, tacizle, aile içi şiddetle, aşırı emek sömürüsü ile her an yüz yüze kaldığı günlerden geçiyoruz.

     İşte bu nedenle kanayan vicdanımız ancak özgürlükle dindirilebilir, onurumuz ancak eşitlikle onarılabilir. 1 Mayıs’dan alanlardan bir kez daha hükümete sesleniyoruz.” diyen Seyfettin Altıkulaç,

“1 Mayıs 1977’de kaybettiklerimizin faillerinin bulunmasını ve adalet önüne çıkarılmasını istiyoruz. İşsizliğin önlenmesini istiyoruz. Kiralık işçilik düzenlenmesinden vazgeçilmesini istiyoruz. Ne 4/B ne 4/C, herkese güvence istiyoruz. İşsizlik sigortası fonunun işsizler için daha etkin kullanılmasını istiyoruz. Vergi adaletsizliğin giderilmesini istiyoruz. Asgari üretin insanlık onuruna yakışır olmasını istiyoruz. İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin artırılmasını istiyoruz. Anti demokratik yasaların değiştirilmesini istiyoruz. Örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Derelerimizin özgür akmasını istiyoruz. Emekçilerin sesine kulak verilmesini istiyoruz. Bütün bu nedenle biz emekçiler ve emek dostları olarak kırdan kente tüm yoksulların, emekçilerin, işçilerin, kadınların, öğrencilerin, işsizlerin ve aydınların yani üretimde ve toplumsal yaşamdaki tüm etkinlikleriyle yaşamı yeniden ve yeniden üretenlerin kafadan başlayıp ayaklara ilerleyen toplumsal özgürlük düşünür paylaşanların direnmeyi tüm yaratıcılıklarıyla bir sanat haline getirenlerin bu birlik, mücadele ve dayanışma gününü emek platformu adına kutluyor bundan sonraki süreç dede herkesi dayanışmaya çağırıyoruz.” açıklamasında bulundu.

 

    Konuşmaların ardından emekçiler, 3 Kuşak Müzik Grubunun çaldığı şarkılarla 1 Mayıs’ı gönüllerince kutladılar. 1 Mayıs nedeniyle emekçiler destek vermek için Selim Bilgin, Kemal Koçak, Mustafa Keskin, Kadir Soy, Yücel Kurt ve Cemil Alpaslan’dan oluşan bir grup, Atapark’ta başlayarak cadde boyuncu yürüyen katılımcılara çay,simit, su ve ayran ikram ettiler, karanfil verdiler.

08 HABER

 


Paylas

About The Author

Leave A Response