Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün HESlere karşı Arhavi’de verilen mücadeleye destek amaçlı Konaklı Köyüne geldi. Prof Üstün, öncelikle davet edildiği için çok mutlu olduğunu belirterek, kendini dinlemeye gelenlere çok teşekkür ederek konuşmasına başladı.
Profesör Beyza Üstün konuşmasında özetle şunları söyledi:
“Gördüğüm kadarı ile Arhavi bu konuda kararlı, şuan karşımda gördüğüm kalabalık bunu gösteriyor. Direnişin önünde kadın arkadaşlarımın oluşu da ayrı bir güzellik. Çünkü kazanılan mücadelelere bakarsanız, her zaman önde olanlar kadınlardır. İnsanlarımız artık hem kendi yaşamları, hem de kendi dışındaki canlıların yaşamları için mücadele ediyorlar. Ama bazıları da mücadele etmeyip başkasının sırtından geçinmeyi tercih ediyorlar.
Aslında 70 li yıllarda planlananlar bugün yaşama geçiriliyor.. 2000 li yıllardan beri yaşadıkları kriz nedeni ile yüzlerini doğaya döndüler ve doğrudan doğayı paketleyip sunabilecekleri bir süreci başlattılar.
Dünya su konseyi 2. forumunda Lahey’de deklere edilen anlaşmada bütün su kaynakları, su havzası ile birlikte kullanım hakları da alınarak sularımızın ticarileşmesi ve fiyatlandırılması yapıldı.
Yaşam kaynağımız olan su, artık bir şirketin kullanımı altına alınıyor ve yine şirketin belirlediği fiyat üzerinden kim istiyorsa ona satılabilecek bir metaya dönüştürülmek isteniyor.
Bu doğadan ne kadar su eksilirse, o suya erişemeyen o kadar insanlar da canlılar da yok olmaya başlayacak veya buradan gitmeye zorlanacaklardır. Bütün bunların olması doğru mudur?
Suda yaşayan bir canlının yok olması demek, ona kadar gelen binlerce canlı zincirinin de yok olması , dolayısı ile eko sistemin yıkımı demektir.
Aslında bu şirketlerin yaptıkları iş hiçte meşru değildir. Çünkü kendi lehlerine bütün yasaları değiştirdiler ve değiştirmeye de devam ediyorlar. Orman yasasını değiştirdiler..Maden yasasını değiştirdiler.. Mera yasasını değiştirdiler..Acele kamulaştırma yasasını yürürlüğe sokmak istediler..
Hiçbirimiz başkasının yaşam hakkını elinden alma gibi bir hakka sahip değiliz. Evet bu şirketlerin yaptıkları iş kendi koydukları kanunlarla yasal, fakat meşru değildir.
Şuanda Kavak Hes ile ilgili yapılan çalışma bir direniş kırma taktiğidir. Vatandaşı razı etme taktiğidir. Pazarlık taktiğidir…
Unutmayın bunların tek korktukları şey Halktır. Halk istemez ise buraya hiçbir şeyi kuramazlar. Onun için mücadelenizde geç kaldığınızı düşünmeyin. Tam tersini düşünüyorum. Şuan bizleri izlediklerini de biliyorum, bu kalabalıktan son derece rahatsızlar.
Bir de şunu belirteyim; mücadele etmek istiyorsanız örgütlü olmak zorundasınız. Bu işi Hopa nasıl başarmış, Fındıklı nasıl başarmış bir düşünün…” dedi.
Comments are closed.