Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Şubat 2020 tarihli kararıyla, kamuoyunda “yeşil yol” olarak bilinen projeyi durdurdu. Ekoloji mücadelesinde çokça rastlanan “proje bitti, karar geldi” işleyişinin bu iptal kararında da söz konusu olduğunu belirten yaşam savunucuları, buradaki amacın “Nasıl olsa yol bitti, artık kararın bir hükmü yok” algısı yaratmak olduğunun altını çizdi
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Şubat 2020 tarihli kararıyla, kamuoyunda “yeşil yol” olarak bilinen projeyi durdurdu. 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’nda (ÇDP) yer alan bu plan ile Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Rize ve Artvin ilindeki yaylalar; “yayla koridoru” adıyla birbirine bağlıyor.
Danıştay, “… öngörülen yaylalar arası ulaşım koridorunun, kendi özgün koşulları ve doğal çevresi ile yayla yerleşmelerinin öne çıkmaları yerine, yaylanın tanımı ve niteliğine aykırı bir biçimde yaylalar arasında yatay bir ilişki yaratarak yayla yerleşmelerinin özgünlüklerinin zayıflamasına sebebiyet vereceği sonucuna ulaşılmıştır” gerekçesiyle projenin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.
Bu kararla sadece alelade bir yol değil; 8 ilin yaylalarını birbirine bağlayan 2.700. km.’lik proje kapsamında yapılması öngörülen her türlü çalışma da durduruldu.
Kararın üzerine bir araya gelen 56 sivil toplum örgütü “Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı uygulansın, yaylalara dokunulmasın” başlığıyla bir açıklama yayımladı.
Yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Doğayı ve yaşamı savunanların yaklaşık 5 yıl boyunca gerek alanda gerekse hukuki yollarla verdikleri mücadelenin haklılığı bu kararla nihai olarak tescillenmiştir. Mahkeme kararı çıkana kadar geçen sürede, yaylalarını savunan birçok yaşam alanı savunucusu ceza mahkemelerinde yargılanmış ve haksız ithamlarla karşılaşmışlardır. Daha da önemlisi, bu sürede söz konusu projeyle; yayla/meralara, irili ufaklı ırmaklara, ormanlık alanlara geri dönüşü olmayan zararlar verilmiştir.”
“Yol bitti, fakat hiçbir şey bitmedi”
Ekoloji mücadelesinde çokça rastlanan “proje bitti, karar geldi” işleyişinin bu iptal kararında da söz konusu olduğunu belirten yaşam savunucuları, buradaki amacın “Nasıl olsa yol bitti, artık kararın bir hükmü yok” algısı yaratmak olduğunun altını çizdi.
Açıklamada “Hukuku ve bilimi hiçe sayarak yapılmak istenen projenin ilk etabı olan yolların inşası büyük oranda tamamlanmış olsa da; bundan sonra yapılması düşünülen, aslında yaylaları ve meraları tamamen yöre halkının elinden alarak sermayeye teslim etme projeleri de durdurulmuştur” ifadelerine yer verildi.
Yeşil yol kapsamında ilerleyen dönemde yapılması planlanan; yaylalarda tesisleşme, betonlaşma, benzin istasyonları, oteller vb projelerin tamamının, verilen bu karara göre yapılmaması gerekir. Açıklamada ayrıca Danıştay kararına karşın, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (DOKA), mali destek adıyla 5.000.000 TL’yi program bütçesi olarak tahsis ettiği bilgisi de verildi.
Yaşam savunucuları, “Bu bütçenin daha azıyla, yaylaların/meraların korunması, asli işlevlerine kavuşturulması mümkünken; bu kadar paranın betona, inşaata,şirketlere özetle doğanın yıkımına ayrılması nasıl, neyle izah edilebilir?” diye sordu.
“AKP’li Salih Cora, ‘Yeşil yol devam edecek’ buyurmuş”
Yaşam savunucuları, “Yeşil yol projesi ya öyle ya böyle devam edecektir” diyen AKP Trabzon Milletvekili Salih Cora’ya yönelik de “Kendisine avukat olduğunu hatırlatıp; avukatlık ve vekillik yeminlerinde ‘hukukun üstünlüğü ve anayasaya bağlılık’ üzerine ant içip içmediğini öğrenmek isteriz” diye seslendi.
“Her ne kadar mahkeme kararlarının hiçe sayıldığı, ‘öyle ya da böyle devam eder’ denilerek hukukun hiçe sayıldığı bir dönemden geçsek de; bizler, doğayı ve yaşamı savunduğumuz gibi hukuku ve bilimi de savunmaktan vazgeçmeyeceğiz” diyen doğa ve yaşam savunucuları kararın bütün hüküm ve sonuçları ile uygulanmasının yanı sıra şu talepleri açıkladı:
- Yaylara, meralara, su kaynaklarına, ormanlara ve tüm doğal yaşama verilen zararlar sonlandırılmalıdır.
- “Yeşil yol -yayla koridoru” projesi koşulsuz şartsız gündemden kaldırılmalıdır.
- Yaylaların ve meraların asıl işlevlerini yerine getirebilmesi amacıyla koruma altına alınmalı ve yöre halkı maddi, manevi teşvik edilmeli, desteklenmelidir.
- Hukuken ve bilimsel olarak ekolojik yapıyı bozduğu tespit edilen yollar tekrar doğaya geri bırakılmalıdır.
- DOKA bu proje kapsamında yaptığı tüm ihaleleri,ayırdığı bütçeyi, programlarını derhal geri çekmelidir.
Ortak metinde imzası olan 56 sivil toplum örgütü ise şunlar:
- Arhavi Doğa Koruma Platformu
- Artvin Çevre Platformu
- Alakır Nehri Kardeşliği
- Antakya Doğa Sanat ve Turizm Derneği
- Antalya Ekoloji Meclisi
- Ayvalık Tabiat Platformu
- Bartın Platformu
- Bakırtepe Çevre Platformunu
- Bergama Çevre Platformu
- Çan Çevre Derneği
- Çekerek Irmağı Özgür Akacak Platformu
- Çeşme Çevre Platformu
- Doğu Akdeniz Araştırma Derneği
- Doğa Araştırmaları Derneği
- Doğanın Çocukları
- Didim Çevre Platformu Diçep
- Diyarbakır Çevre Gönüllüleri Derneği
- Dikili Kültür ve Çevre Platformu imzalıyor (DİKÇEP)
- Edremit Çevre Platformu
- Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP)
- Ekoloji Kolektifi Derneği
- Ekoloji Birliği
- Fatsa Ünye Doğa Koruma Platformu
- Fırtına İnisiyatifi
- Gökova Ekolojik Yaşam Derneği
- Hasankeyf Koordinasyonu
- Hemşin Yaşam Derneği
- Hemşin Vadisi Dayanışması
- Karadeniz İsyandadır Platformu
- Kazdağı Doğa ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
- Kazdağları İstanbul Dayanışması
- Kazdağları Kardeşliği
- Koza Dağcılık, Kültür, Sanat ve Spor Kulübü Derneği
- Kuzey Ormanları Savunması
- Loç Vadisi Koruma Platformu
- Mersin Nükleer Karşıtı Platform
- Muğla Çevre Platformu (MUÇEP)
- Munzur Koruma Kurulu
- Munzur Çevre Derneği
- Murat Dağı Çevre Koruma Platformu
- NATURA Doğa ve Kültür Koruma Derneği
- Ordu Çevre Derneği
- Pilarget Doğa ve Yaşam Derneği
- Polen Ekoloji
- Samsun Çevre Platformu
- Sinop Nükleer Karşıtı Platform
- Sinop Çevre Dostları Derneği
- Söke Çevre Platformu SÖKEÇEP
- Trabzon ÇYDD
- Validebağ Gönüllüleri
- Validebağ Savunması
- Yaylaların Kardeşliği Platformu
- Yeşil Artvin Derneği
- Yeşilırmak Tozanlı Çevre Platformu
- Yenifoça Forum
- 350 Ankara
Comments are closed.