Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Spor Bilimleri Akademisi öğretim görevlisi Doçent Serkan Hacıcaferoğlu ’nun 2017 yılında öğrencilerine yönelik mobing ve taciz iddialarını haberleştiren gazeteci Gençağa Karafazlı’nın ,avukatlığını Eray Güven ‘in üslendiği ve yargılandığı Rize 4. Asliye ceza mahkemesinde bugün görülen 4. duruşmasında karar çıktı. Karafazlı öğretim görevlisinin öğrencisine yönelik gizli yazışmalarını ifşa ettiği gerekçesiyle 2 yıl hapis cezası aldı.
İHD MYK üyesi ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Rize Şube Başkanı Gençağa Karafazlı Rize 4. Asliye Ceza mahkemesinde bugün görülen davasında karar çıktı. Gazeteci Karafazlı özel yaşamın gizliliğini ihlal ettiği gerekçesiyle 2 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı.
Karafazlı karar sonrası adliye çıkışında kendisine destek veren Demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ile birlikte yaptığı açıklamada mahkemenin verdiği karara şaşırmadığını, kararın basına, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik hukuk dişi bir karar olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“YAYINLAMASAYDIK 2017’DEN 2020’YE KADAR TACİZ VE MOBİNG DEVAM EDECEKTİ”
“Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Spor Bilimleri Akademisi öğretim görevlisi Doçent Serkan Hacıcaferoğlu ’nun 2017 yılında öğrencilerine yönelik mobing ve taciz iddialarını haberleştirdiğim haber nedeniyle özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğim gerekçesiyle hakkımda açılan davanın 4. Duruşması Rize asliye ceza mahkemesinde bugün görüldü. Yapılan yargılama sonrası yazışmaları ifşa ettiğim gerekçesiyle hakkımda iki yıl hapis cezası verildi ve bu ceza ertelendi. Recep Tayyip Erdoğan üniversitesinde 20’ ye yakın öğrenci öğretim görevlisi Doç. Dr. Serkan Hacıcaferoğlu hakkında taciz ve mobing ile ilgili şikâyette bulunulmuştu ancak, eski rektör Hüseyin Kahraman öğrencilerin şikâyeti ile ilgili yapmış olduğu soruşturmada, öğretim görevlisi hakkında cezayı gerektiren bir suçun oluşmadığına karar vermişti. Öğrenciler rektörlüğün bu açıklaması sonrası öğretim görevlisi Hacıcaferoğlu hakkında şikâyetlerine devam etti. Bazı öğrencilerin velileri bu yaşananlarla ilgili bizlere ihbarda bulunmasıyla beraber konuyu araştırdık, öğrencilerle görüşerek bu olayı biz haberleştirdik. Eğer biz bu haberi yayınlamamış olsaydık 2017’ den 2020 yılına kadar üniversitedeki öğrencilerimize yönelik bu taciz ve mobingleri devam edecekti.
“CUMHURİYET SAVCILIĞI HABERİMİZİN GERÇEK OLDUĞUNA KARAR VERMİŞTİ”
Haberimizle ilgili daha önce Hacıcaferoğlu’ nun yaptığı suç duyurusu sonrası Cumhuriyet Savcılığı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi. Yani haberimizin gerçek olduğuna karar verdi. Aradan altı ay geçtikten sonra Hacıcaferoğlu öğrencisi ile arasındaki yazışmaları yayınladığımız gerekçesiyle özel hayatın gizliliğini ihlalden hakkımızda soruşturma açıldı ve dava sonucu bugün dördüncüsü gerçekleşen mahkemede iki yıl hapis cezası ile cezalandırıldım.
“SUSMAYACAĞIZ, GERÇEKLERİ YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Aslında şaşırmadık çünkü bu karar basın özgürlüğüne ifade ve düşünce özgürlüğüne daha da önemlisi halkın haber alma ve yayma hakkını yok sayan bir karardır. Bu karar özgür basını susturma halkın haber alma ve yayma hakkını engelleyen hukuk dişi bir karardır. Bu karar öğrencilerimizin eğitim ve öğretim özgürlüğünü engelleyen bir karar olarak tarihin kara sayfalarında yerini alan bir karardır. İstiyorlar ki iktidarın ve yandaşların yolsuzluklarını, adaletsizliklerini hırsızlıklarını yazmayalım halk görmesin duymasın. Bu kararın anlamı budur. Bunun için onlarca gazeteci arkadaşımız hakkında soruşturmalar açılmış onlarca arkadaşımız hapishanelere atılmış onlarcası ise saldırıya uğramıştır. Bu karar özgür basına halktan yana halkın haber alma yayma hakkını koruyan gazetecilere yönelik hukuk dışı bir karardır. Bütün bu, haksız, adaletsiz hukuksuz mahkeme kararlarına ve baskılara karşı bizleri kimsenin susturamayacağını, korkutamayacağını Rize Adliyesi önünde güç sahiplerine karşı açık bir dille bir kez daha haykırıyoruz. Susmayacağız gerçekleri yazmaya devam edeceğiz.”
Rize CHP Eski İl Başkanı, CHP Milletvekili A. Adayı Saltuk Deniz ise şunları söyledi: “Bu da her zaman olduğu gibi basın özgürlüğüne vurulan en büyük darbelerden bir tanesidir. Diğer davalarda olduğu gibi bu davanın sonuçları da basın tarihinde kara bir leke olarak yerini alacaktır. Fakat bugün mahkemeye geldiğimizde bir de şahıs tarafından fırça da yedik duruşma esnasında. Mahkemeyi izlemekten dolayı az daha bizlerde oraya gittiğimiz için suçlanacaktık.
“TEŞEKKÜR EDİLMESİ GEREKEN GAZETECİ ARKADAŞIMIZ İKİ YIL HAPİS CEZASI ALDI”
Bir olay oluyor, olayla ilgili gazeteci bir arkadaşımız açıklama yapıyor, olayın gerçek olduğunu kimse inkar etmiyor ve bu işten dolayı da o insanın görev yapması engelleniyor. Bu kişi öğretim üyeliği görevine devam etmiyor. Yani buna şahsa bir görev verilmiyor. Demek ki ortada bir suç var ve suçu işleyen de bir kişi var. Basına çıkan açıklamalardan dolayı öğretim üyesi artık görev yapamadığı için arkadaşlarımız bu tacizden de kurtulmuş oluyor. Aslında gazeteci Karafazlı orada kamu yararına bir iş yapmış oluyor. Bundan dolayı teşekkür edilmesi gerekirken bugün iki yıllık bir hapis cezasına karşılaşılmış oldu.
“BU KARARIN SÜRESİ EN FAZLA ÜÇ AY OLACAK”
Daha önce de söylemiş olduğumuz gibi geliyor gelmekte olan diyoruz. Basın özgürlüğüne, gazeteci arkadaşlarımızın haber yapmasının önüne engel olan onları mağdur eden tüm kararları zaten iptal edeceğiz. Bu kararın en fazla üç ay süresi vardır. Ama kimler affedilmeyecek; tecavüzcüler affedilmeyecek, yolsuzluk yapanlar affedilmeyecek, gerçekten cinsel tacizde bulunanlar affedilmeyecek, 418 milyar doları çalanlar affedilmeyecek. Böyle bir uygulamayı da üç ay içerisinde hayata geçirmiş olacağız. Geçmiş olsun demiyorum tanıdığımdan beri sürekli mahkemelerle uğraştığı için muhtemelen bir sonraki mahkemede görüşmek üzere diyorum.”
Asliye Ceza Mahkemesi Karafazlı’ya verdiği 2 yıllık hapis cezasıyla ilgili hükmün geri bırakılması kararı verdi.
Comments are closed.