Sunday 24th November 2024,
Arhavi – Arhavizyon

HOPA’DA KADINLARDAN 8 MART YÜRÜYÜŞÜ..

Rekare 10 Mart 2023 Haberler HOPA’DA KADINLARDAN 8 MART YÜRÜYÜŞÜ.. için yorumlar kapalı

Hopa’da her 8 Mart’ta artık gelenek hale gelen kadınların kadınlar günü yürüyüşü bu yılda gerçekleştirildi. 

Hopa Kadın Platformunun çağrısı ile Belediye parkında toplanan yüzlerce kadın sloganlar atarak İnönü Caddesi üzerinden başladıkları yürüyüşlerine Dumlupınar Caddesi üzerinden devam ederek Cumhuriyet meydanını geçerek Belediye önüne kadar devam ettiler. 

Renkli görüntülerin oluştuğu yürüyüş süresince 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar günü ile ilgili mesajlar atarak geldikleri Belediye önünde Deprem de hayatını kaybedenler anısına 1 dakikalık saygı duruşunda bulundular ve ardından hayatını kaybeden canlar için mumlar yaktılar. 

Burada günün anlamını içeren konuşmada şu ifadelere yer verildi: “1857’de New York’ta dokuma işçisi kadınlar daha iyi çalışma koşulları için greve çıktı. Grevde polis kadınları fabrikaya kilitledi ve bu nedenle çıkan yangında 129 kadın işçi yakılarak katledildi. Kadınların direnişi 166 yıl sonra burada, ülkemizde ve tüm dünyada sürüyor. Kadınlar bugünde iktidarın kadın düşmanı politikalarına, nefret söylemlerine, ayrımcılığına karşı direniyor! Kadınları eve hapsetmek isteyen, başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere kadınları koruyan yasaları gasp eden, nafaka hakkına göz diken, LGBTİ+lara karşı nefreti körükleyen ataerkil zihniyete karşı hayatlarımızı savunuyoruz! Haklarımız ve hayatlarımız için mücadele ediyoruz! 

Türkiye’nin 11 kentini vuran ve 50 bine yakın yurttaşın can verdiği depremin gölgesinde 8 Mart’ı gerçekleştiriyoruz. Depremin üçüncü günü deprem bölgesinde cumhurbaşkanı “Olanlar hep oldu, bunlar kader planının içinde olan şeyler.” dedi. Yaşadığımız kader planı değil rant düzenidir! 

Deprem ülkesi olan ülkemizde şehirler hep rant, yolsuzluk, rüşvet çarkı üzerinden inşa edildi. Tek adam rejiminin hantallaştırdığı devlet aygıtı depreme çok geç müdahale etti, yardım sağlama görevi olan Kızılay AHBAP’a çadır sattı. Ülkenin başına gelen bu felaketin sorumlusu önlem almayan, göz yuman, rant uğruna insan hayatını hiçe sayan iktidar ve yandaşlarıdır! Yaşanan ölümlerin ve yıkımın sorumluların derhal istifa etmelidir. 

Geçtiğimiz bir ayda gördük ki depremin en yıkıcı etkilerini kadınlar ve çocuklar yaşıyor. Kadınlar kalacak yer bulamıyor; soğuk, açlık, güvenlik gibi sorunlarla mücadele etmek zorunda bırakılıyor. 

Zaten yoksullukla mücadele eden kadınlar deprem sonrasında iyice mülksüzleşip, yoksullaştı. Deprem bölgesinde yemek yapmak, soba kurmak, çocuk bakmak gibi işler depremzede kadınların sırtına yükleniyor. Deprem sonrası artan hijyen sorunlarıyla birlikte kadınların bakım emeği yükü katlandı, ped ve hijyen ürünlerine olan ihtiyaçları arttı. Kadınlar tuvalet, duş gibi alanlarının uzakta olması, geceleri buraların güvenli olmaması sebebiyle yıkılma riskli evlerinde bu ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor. Tuvalet ve duş gibi alanlarda kadınlar her an tacize, tecavüze, şiddete uğrama korkusu yaşıyor. Yine çadırların kilitlenememesi ve güvenli alan eksikliği nedeniyle kadınların, LGBTİ+ların ve çocuklar tedirginlik içinde yaşıyor. Kadınlara güvenli alan sağlayamayan iktidar, kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin sorumlusudur! 

Yaşadığımız bu felakette din tüccarları sahne alarak halkın öfkesini kaderle, dinle baskılamaya çalışıyorlar. Bölgede çadır yokken mescit konteynerleri, çocuklar için kuran kursu çadırları gönderenler “manevi rehberler” ve din görevleri ile halkı kaderciliğe çağırma peşinde. Enkaz altında binlerce insan varken tüm ülkede sela okutanlar ülkeyi koca bir cenaze evine çevirdiler. Diyanet “evlat edinilen depremzede 

çocuklarla evlenilebilir” fetvasıyla sapıklığı özendiriyor. Bu din bezirgânlarına geçit vermeyeceğiz, laik bir ülkeyi kadınlar kuracak! 

Depremzede çocuklar tarikat yurtlarına yerleştirildi. Gaziantep’ten Sakarya’ya getirilen dokuz çocuk İsmailağa Cemaatinin kuran kursuna yatılı olarak verildi. Ülkenin Aile ve Sosyal Politikalar Bakan’ı ise sadece yalanlamakla ve bu konuyu gündeme getirenleri suçlamakla yetindi! Çocukları karanlığınıza teslim etmeyeceğiz! 

Depremde yaşanan yıkım ve ölümler nasıl kader değilse kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet de kader değildir. Depremde gerekli tedbirleri almayan, depremde yıkılmayacak şehirleri kurmanın politikasını yürütmeyenler; kadın cinayetlerini ve şüpheli kadın ölümlerini durdurmak için de gerekli politikaları hayata geçirmeyenler, İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekenlerdir. 

Kadın dayanışması yaşatır! Bizler biliyoruz ki tarih direnen kadınların mücadeleleriyle yazılıyor. Bizi mahkûm etmeye çalıştığınız bu enkazdan kadınların dayanışmasıyla özgür ve eşit bir dünya kurarak kurtulacağız!” 

Yapılan konuşma ardından etkinlikte sona erdirildi

Haber: Hayati Akbaş


Paylas

About The Author

Comments are closed.