Not: Youtube’nin yasaklı olması nedeni ile bu haberin filmini isterseniz şu linkten izleyebilirsiniz
İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim görevlisi Prof Dr. Beyza Üstün, heslerle ilgili verdiği sunum nedeni ile konuğumuz oldu. Özay Otel salonunda gerçekleştirilen programa yoğun ilgi vardı. Çoğu konukların ayakta izlediği sunumda Beyza Üstün kendini izlemeye gelen kişilerle konu ile ilgili sohbetler de yaptı.
Konuşmalarında uluslar arası şirketlerin su paylaşımından, ekolojik dengelere kadar çok geniş yelpazede bilgileri veren Prof Dr. Beyza Üstün özetle şunları söyledi;
“Arhavi’de Cumhuriyet Mahallesinde kurulması istenen hes konusunda belediye ikna edilmiş. Meclis kararını bu şekilde vermiş.. Vatandaş bunun ne anlama geldiğini bilmiyor mu ? Çünkü bu imar değişikliği yaşamsal alanın olmaması dayanağı içeriyor. Santralin kurulması düşünülen yerlerde onlarca ev ve tarım arazileri var. Bunlar yaşamsal alan değil de nedir peki ?
Hes şirketleri önce muhtarları ikna ederler ve bu işte para nakit olarak devrededir.Sonra iş teklifleri gelir. Ama öncesi suyunu kurutacağı köyün camisini yaparlar yollarını, köprülerini yaparlar.İknanın ikinci basamağıdır bunlar..Farklı yerlerde farklı yöntemlerde geliştirirler..
Şirketin en çok korktuğu halktır..Haltan çok korkuyorlar..Çünkü onlar için hiçbir engel yoktur..Bütün yasaları zaten kendi istedikleri şekilde çıkarıyorlar.Şuana kadar mücadelenin bazı boyutları burası milli park, şurası tabiat koruma alanı olsun şekli ile sürdü fakat artık milli parklara bile hes kurabilecek yasaları çıkarttılar..
Ama unutmayın hes kuracakları vadiye sizlerden izin almadan yani siz izin vermeden giremiyorlar..Bunu unutmayın..Arhavi’de bayağı yol almışlarsa bunun nedeni sizlerin onlara izin vermenizdir.
Sizleri ikna etmek için istihdam sağlayacağız diyorlar..Bu onlar için önemli bir kelime..Çalışma inşaat süresindedir ve taş taşıma, hafriyat, kamyon şoförlüğü gibi kaba işler içindir.. Bitti.,
Sürekli istihdamda bir iş vardır oda güvenlik görevliliği. O kişide kendi köylüsünü kendi suyuna karşı koruyacak insan olacaktır.
Hukuksal mücadelede mahkemeleri önemsiyorum fakat unutmayın ki mahkemeler bu sistemin istediği şekle sokulan kanunlara yönelik olmaktan öteye gidemeyecektir.Mahkemeler böyle sonuçlanacak şöyle sonuçlanacak diyorsunuz ama onlar çalışıyorlar..Orası devam ediyor..
Enerji deyince ben halkın kullandığı enerjiden bahsediyorum..Onların kendilerinin ihtiyacı olan enerjiden bana ne..Onu için çözümünü de ben düşünmek zorunda değilim.. Şirketlerin kendi sermayesini artırmak için, ihtiyaç duyduğu enerjiyi yaşam alanlarımızın yok edilerek üretilmesine karşıyız..
Suyumuzu alanlar ve bunun için yasalar çıkaranlar suçludurlar.Gün gelecek bunun hesabını verecekler..Suyun kullanım hakkı, halktan alınıp bir şirkete verildiğinde artık doğa ve yaşam bizler için yok olacaktır.
Mücadele örgütlü olmakla başlar. Haklı oluşumuz her konuda kararlı duruşunuz bizleri her zaman güçlü kılacaktır.
En büyük güç halktır ve halk istemedikten sonra hes kuramazlar..” dedi
Comments are closed.