Hayatımda ilk defa dizi film hakkında bir şeyler yazıyorum. Aslında yazıp yazmama konusunda gidip geldim. Fakat sonunda (diziyi seyrettikten sonra) yazmaya karar verdim.
Yazmaya karar vermemin de birkaç nedeni var .
En başındaki neden, aşkın hiçbir engeli tanımadığını anlatması. Dizinin nasıl gelişeceğini bilemem ama temiz ve güzel insanlarla başlayan bir aşk öyküsü vardı ekranda. Bu güzel aşkı kötülüklerin de beklediğini 1. bölüm finalinde gördük. Eee dizi böyle bir akışı da getirmeli.Yoksa dizi dizi olamaz..
Farklı etnik yapıda insanların birbirini sevmesi bir ilk değil, olmayacakta..Olmaması gerekir..Çocukken çevremizdeki yaşlı kadınların Lazın bir başka etnik yapıda biri ile evlenmesini istemezler, hata “vuu bozo Türkişe komeçez do gondinez” ( Kızı Türke verdiler de kaybettiler ) derlerdi de çok kızardım.
Bu dizide de böyle bir karakter gördüm, bilmiyorum bilerek mi yapıldı. Gerçi bu dizideki karakter evliliğe, kendilerine uğursuzluk getireceği şekli ile karşı çıkıyor. Olayın bu şekilde senaryosu edilmesi de hoş.
Eee.. analarımız yıllardır karşı çıktı da ne oldu. Kızlarımız da, erkeklerimiz de laz olmayan bir sürü insanlarla evlilik yaptılar. Kıyamet mi koptu. Çoğumuzda hızını alamadı yurt dışından bile gelin getirdi. Çevremde kürt kökenli bir sürü yengemiz var. Hepsi çok değerli insanlar.
Niye olmasınlar ki.. Biz aynı dünya insanları değil miyiz.. Yoksa birimiz uzaylı birimiz dünyalı mıyız. İyi ve kötünün her toplum için olabileceğini bilmiyor muyuz?
Onun için YAŞASIN AŞK diyorum.
Yazmamın ikinci nedeni ise dizinin çekildiği yerlerin basında sadece İstanbul-Kars-Batum ve Hopa şekli ile tanıtılması. Dizi daha yayına girmeden önce tanıtımlarda hep bu yerlerle anlatıldı. Bu sebeple özellikle Arhavi’li kardeşlerimiz “Yahu bu film sadece Hopa’da çekilmiyor, Arhavi’de de çekiliyor ama dizi yapımcılarından veya tanıtımcılarından henüz bir Arhavi kelimesi duymadık. Tamam Hopa tanıdık bir yer ama bunu, Artvin’in Hopa ilçesi yerine, Artvin!nin Hopa ve Arhavi ilçesi diye neden yazmıyorlar veya söylemiyorlar.” diye sitem etmelerini de biraz mantıklı buluyordum.
Fakat dizinin 1. bölümünü izledikten sonra bu tartışmanın da çok önemli olmadığını anladım. Zaten Kırmızıgül’ ün hayalindeki Karadeniz ilçesinin Hopa veya Arhavi olması da çok önemli değil di. Önemli olan dizinin öyküye uyan mekanı izleyicilere hayal ettirebilmesi idi. İnanın ben filmi izlerken Hopa-Arhavi-Esenkıyı ve Borçka ilçelerinden yeni bir ilçe kazandırdım kendime.
Dizide her ne kadar laz şiveleri pek olmamış ise de müthiş bir akış var, Kurgu ve senaryo o kadar güzel ki Arhavi – Pilagetteki Medet Canoğlu’na ait evden Hopa Şahin Tepesine gidişte bir kopukluk yaşatmıyor seyredene. Kaldı ki bu mekanları bilmeyenler için zaten sorun yok..Onlar filmin başında zaten Karadenizdeki Mahsun Kırızıgül ilçesini çoktan çizmişlerdir kafalarının içine.
Hem Laz Kültür Derneği ve hem de Turizm Derneği yöneticisi olarak bu dizinin yöremizi iyi bir şekilde tanıtacağı inancımı koruyorum.
Saygı ile andığım Yusuf Kurçenli “ Yüreğine Sor” filmini çekerken sormuşlardı “Karadenizde film çekmenin zorluğu var mı? diye. Oda Karadenizliye yakışır bir cevabı yapıştırmıştı.”Sorun tripotu yerleştirmekte. Her yer dik yamaç. Hele kamerayı sabitledik mi, Karadeniz burası, renkler akar gider “ demişti.
Benim için üzülme dizisinde ise Karadenizde renkler akmamış.. Tıpkı denizi gibi coşmuş bile. Emeği geçenleri kutluyorum.
Hanımefendiler , beyefendiler Karadenizin şirin Mahsun Kırmızıgül ilçesine hoş geldiniz.
Mehmet Remzi Öncel – 06.11.2012 – Arhavi
Comments are closed.