Ünlü spor yazarı Metin Tükenmez son yazısında Arhavi’de, spor adına olup bitenlerden bahsediyor ve özellikle futbolun sevdirilmesi adına yapılan çalışmalardan, Türk sporuna örnek olması adına övgü dolu ifadeler kullanıyor.. Değerli spor yazarımızın bu güzel yazısını aynen yayınlıyoruz…
“Mayıs ayının 3. haftası, 7. Arhavi Grassroots (herkes için futbol) şenliği yapıldı. Artık geleneksel hale gelen bu etkinliği Arhavi İlçe Kaymakamlığı, Belediye Başkanlığı, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, İlçe Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürlüğü ve Arhavi Spor Kulübü destekledi. Önceki yıl yerinde tanıklık ettiğim bu güzel etkinliğin mimarı ise UEFA tarafından “futbol lideri” seçilen beden eğitimi öğretmeni Fikret Kadıoğlu.
Grassroots sözcüğü 2000’li yılların başında futbol dünyasına girmiştir. Rahmetli Gündüz Tekin Onay Hocam ile konu üzerine çok tartışmıştık, yeni projeler üretmek konusunda düşünce birliği oluşturmuştuk. Ne yazık ki ömrü kısa oldu, federasyonumuz da ondan sonra bu işlerle ilgilenmiyor. Ama Fikret Kadıoğlu ve Arhavililer işin peşini bırakmıyor, Türkiye’de yaygınlaşması için ellerinden gelenin fazlasını bile yapıyorlar.
Grassroots sözcüğünün Türkçe karşılığı “çimlerin kökleri”dir. Ancak futbol pratiğinde şu ana değin “kök futbol” olarak anlam kazanmıştır. UEFA tarafından ise futbolun başlangıcı olarak değerlendiriliyor. Bu projede temel amaç yenme ve yenilme kaygısı olmadan herkese futbol oynamayı sevdirmektir. Öğrenci sporcuların kız ve erkek ayırt etmeksizin birlikte futbol oynamalarına olanak sağlanmalı, çocukların kendi yaptıkları ve özgürce oyun kurma yeteneklerini sergilemelerine olanak verilmeli. Bunun için onlara teknik öğretim, aşırı kas yüklenmesi, çok kapsamlı taktikler uygulatmaktan uzak durulmalıdır.
Öğrencilerin futbol oynarken, salt eğlenmeleri ve futbolu sevmeleri gerekmektedir. Onları taktik ve kazanma hırsı ile baskı altına aldığımızda eğlence ortamı yaratılamıyor ve sevme duygusu gelişemeyip yerini hırs ile üzüntüye bırakıyor. Bu da çocuğun erken yaşta futboldan bıkmasına ve bırakma noktasına değin gelmesine neden olmaktadır.
Yılardır stadyumlarda izleyici şiddetinden yakınırız. Büyük kulüplerdeki oyuncuların yanlış davranışlarını tartışıyoruz. İşte bunların olmaması ya da en alt düzeye inmesi için 6-12 yaş grubu çocukların eğitimine öncelik verilmelidir. Bütün ülkelerde “fair play” olarak nitelendirilen sportmence davranışı ya da “dürüst oyun” ilkesini geliştirmek amacıyla, Türkiye’de ilk kez “Mavi Kart” uygulaması Artvin’in Arhavi İlçesi’nde başlatıldı. Tamamen Türkiye’ye, Türk insanına ait olan bu özgün projenin amacı dürüstlük, hoşgörü, sevgi ve saygı anlamını içeren “Mavi Kart” ile 6-12 yaş grubu çocuklara sportmen davranışlar kazandırmak ve en çok mavi kart alan öğrencilerin ödüllendirilerek onları doğru davranışlara yöneltmektir.
Futbol oyun alanlarında kuraldışı davrandığı arkadaşını yerden kaldırıp özür dileyen, doğruyu söyleyip hakemin kuralları doğru uygulamasına yardımcı olan çocuklara Mavi kart gösterilmektedir. Arhavi’de yapılan şenliğin sonunda ilk üç kişiye sportmenlik madalyası veriliyor. Şenlikte bu yıl bir değişikliğe gidilerek madalya alamayan, mavi kartı olmayan çocuklara da fair-play, dürüst oyun ve adları yazılı küçük onurluk (plaketler) verildi.
Bu özgün proje ülkemizin şahsında Fikret Kadıoğlu’na ait olduğu halde Futbol Federasyonu sahip çıkmamıştır. Ancak Avrupa, Fikret Kadıoğlu’nun UEFA Futbol Lideri seçilmesinden sonra projeyi uygulamaya başlamışlar. Şu anda Avrupa’nın birçok ülkesinde, başta İskandinav ülkeleri olmak üzere İtalya’da küçük yaş grubu liglerinde uygulanmaktadır. Ancak bir farkla… Onlar Mavi Kart değil de “Yeşil Kart” uygulaması yapıyorlar. Başlangıç’ta Fikret Kadıoğlu da yeşil Kart olarak belirlemiş ama sınıf arkadaşı Prof. Dr. Turgay Biçer, Türkiye’de yeşile yüklenen anlamların tehlikeli olduğunu vurgulayıp özgürlüğün, uzayın ve denizlerin derinliğine vurgu olsun diye yeşilden vazgeçilmiş. Renklerin bile ötekileştirildiği bir anlamın egemenliği altında yeşilin başkenti Arhavi’ye “Mavi” de yakışmış. Önünde mavi deniz, yukarıda özgür mavinin sembolü sonsuz gökyüzü ve arkasında görkemli ağaçlardan oluşan ormanlar… Zerdüşt derki; “Ağacın yeryüzündeki heybeti, köklerinin derinliğine ve sağlamlığına bağlıdır.” Futbol da öyledir… Eğer oynayanların kökleri sağlam değilse, yeşil çimen üzerinde de, mavi gök kubbe altında da, futbolcuların davranışları oynayanlara da, izleyenlere de hatta yeşil çimene ve özgür maviye eziyettir.
ARHAVİSPOR…
İki yıl önce davetli olarak gittiğim Arhavi’de Sezgin Özkara ile tanıştım. Çay fabrikasının müdürü olarak bize fabrikayı gezdirmiş, çayın soframıza değin gelirken hangi işlemlerden geçtiğini anlatmış, sofralarımızın vazgeçilmezi bu gizemli bitkiyi yakından tanımamıza olanak sağlamıştı. Fikret Kadıoğlu ile konuşurken Arhavispor’a başkan olduğunu öğrendim, arayıp kendisini kutlarken görüşlerini de sordum. Kısaca şöyle özetledi: “Arhavispor’u üst liglere çıkartmak, bulutların üzerinde dolaştırmak gibi bir niyetimiz yok. BAL Ligi’ndeki takımımız daha alt liglere de düşebilir. Amacımız altyapı kurmak, buradan yetiştirdiğimiz çocuklar ile ilk 11’i oluşturmak, en azından 8 futbolcunun altyapıdan gelmiş olmasını sağlamak… Ancak o zaman yukarı liglerde oynayabilir, kurumlaşma hamlesini gerçekleştirebiliriz.” Türkiye’nin ana arter damarlarına uzak da olsa bir küçük ilçenin başkanıyla aynı duyguları paylaşmak pek güzel. Doğru yoldasınız sayın başkanım Sezgin Özkara…”
Metin Tükenmez
Comments are closed.