Wednesday 30th October 2024,
Arhavi – Arhavizyon

ARTVİN “MADENE HAYIR” DEDİ..

madene hayır_3

Artvin Genya ve Cerattepe’de 20 yılı aşkın süredir devam eden ve Artvinlilerin yaşam alanlarını büyük ölçüde etkileyecek olan maden olayında Rize idare mahkemesinin 14 Şubat 2013 tarihinde yapılan duruşmada Trabzon Bölge İdare Mahkemesinin “yürütmeyi durdurma” kararını bozarak bölgede “ön arama ve sondaj yapılabileceği” yönünde karar vermesi üzerine Artvinliler son yılların en büyük eyleminde buluştu.

Çeşitli sivil toplum örgütleri, sendikalar ve siyasi partilerin katılımı ile gerçekleşen mitinge halk yoğun bir katılım gösterdi. Madene hayır sloganlarıyla yürüyen halkta maden şirketlerine büyük bir tepki vardı. Açılış konuşmasını Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahanın yaptığı mitingde CHP Artvin millet vekili Uğur Bayraktutan Artvin belediye başkanı Dr.Emin Özgün, Artvin barosu adına Av. Bedrettin Kalın ve diğer sivil toplum örgütlerinden temsilciler konuşma yaptı. Miting yerel sanatçıların sahne alması ve Marsis konseriyle sona erdi. Mitinge resmi olmayan rakamlara göre onbine yakın kişi katıldı.
Artvin’de madene karşı mücadelenin geçmişi 1989 yılına kadar dayanıyor. Cominco adlı şirkete verilen arama ruhsatına karşı Artvinlilerin mücadelesi sonucu Cominco AŞ Cerattepe’deki çalışmalarını 1998 yılında durdurma kararı almak zorunda kaldı. Uzun bir duraklamanın ardından 2004 yılında Kanadalı İnmet Ming şirketine Artvin Bakır İşletmeleri (ABİ) adı altında Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından Cerattepe madenleri için işletme ruhsatı verildi. Bu durumun hukuka aykırılığı sonucu Yeşil Artvin Derneği ve Artvin Barosu’nun ruhsatın iptal için 06.06.2005 yılında açtığı davada Erzurum bölge idare mahkemesi, 12 Temmuz 2005 tarihinde önce yürütmenin durdurulmasına sonrada ruhsatın iptaline karar verdi. Danıştay’ın usule ilişkin bozma kararından sonra tekrar devam eden mahkeme süreci sonunda 21 Mart 2008 tarihinde Rize idare mahkemesi Cerattepe’deki madencilik faaliyetlerini durdurma kararı verdi. Bu karar beklenirken 2008 Şubat ve Mart aylarında halkın tüm girişimlerine rağmen büyük bir orman katliamı yapıldı, binlerce ağaç mahkeme kararı beklenmeden kesildi. İlerleyen süreçte idarenin ve ilgili şirketin temyiz talepleri de Danıştay 8. Dairesinin 28.07.20099 tarihli kararı ile reddedilerek mahkeme kararı kesinleşmiş oldu ve 20 Kasım 2008’de madencilik faaliyetlerini sürdüren maden şirketi

Artvin İl Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından yapılan inceleme ve analiz raporlarına göre, galeri içinde biriken ağır metal yüklü suyun şirket tarafından yeterince arıtılmadan doğaya deşarj edildiği bu nedenle maden şirketine para cezası verildiği ve Artvin Valiliği tarafından cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulduğu öğrenildi. Bu durum Artvinlilerin mücadelesinin ne kadar haklı olduğunun hukuki bir kanıtı olarak kayda geçti.

Yürürlüğe giren Yeni Maden Kanunu ile bölgede maden aramanın yolu tekrar açıldı 2012 yılı Şubat ayında yapılan ihale sonrasında bir firmaya maden arama ruhsatı verildi. Bunun üzerine yeniden hukuk mücadelesi başlatan, yaşam alanlarını bıkmadan usanmadan savunmaya devam eden Artvinliler yürütmenin durdurulması talebiyle 12 Haziran 2012 tarihinde Rize İdare Mahkemesi’ ne dava açtı. Daha önce aynı alanla ilgili iki kez yürütmeyi durduran mahkeme bu kez bu talebi reddetti. Bu kez Trabzon Bölge İdare Mahkemesi 19 Ekim 2012’de Rize İdare Mahkemesi’nin ret kararını bozarak çalışmaları durdurdu. 14 Şubat 2013’de ise Rize idare mahkemesi iptal başvurusunu esastan reddederek Trabzon Bölge İdare Mahkemesinin kararını da kaldırdı ve karar için Danıştay’a itiraz yolu açık bırakıldı.

madene hayır_2

Artvin için bir istihdam modeli olarak pazarlanan madencilikte istihdam sayısı bir elin parmaklarını geçmemekte olup önceki çıkarma faaliyetlerinde de görüldüğü gibi işlerin taşeron firmalar aracılığıyla yapılacağı biliniyor. Tüm bunlara karşılık bölgenin turizm ormancılık ve organik tarım faaliyetleri tarihe karışacak. Ağır metal yüklü toz bulutlarının doğaya, insana, tarım ve hayvancılığa büyük zarar vereceği ortada olmakla birlikte bölge turizm merkezi özelliğini kaybedecek 30 yıldır devam eden, Türkiye’den ve dünyadan bir çok katılımcıyla kutlanan yayla şenlikleri de son bulacak.

 


Paylas

About The Author

Comments are closed.