Sunday 24th November 2024,
Arhavi – Arhavizyon

BİZ BU DENİZİ NEDEN DOLDURDUK ?

 

Çok bilinen bir fıkra  vardır…Fıkra bu ya :

Bir gün ağayla marabası, ağa atın üzerinde

marabası yanında yürür bir vaziyette köye doğru gidiyorlarmış.

Ağanın ki muziplik ya uzaktan gördüğü bir inek bokunu marabasına göstermiş ve

“şu boktan bir parmak yersen atımı sana veririm” demiş.

Maraba düşünmüş; “ulan demiş ne olacak bir parmak bok hem ağanın atını

almak da var” atmış parmağı boku yemiş. ağa tabi mecbur inmiş atından

maraba binmiş ata köye doğru yürümeye başlamışlar.

Köye gireceklerken koskoca ağa atsız köye girecek marabası da atın üzerinde,

rezalet olacağını fark etmiş, dönmüş marabaya “yahu demiş şuradaki boktan

bir parmak yersem, atımı bana geri verir misin?”.

Maraba düşünmüş taşınmış “ulan demiş bu deyyus yüzünden bok yedim, bu da

yesin boku”.”tamam” demiş “yersen veririm”.

Ağa tabi daldırmış parmağı boka suratını ekşite ekşite yemiş boku. Binmiş köyün

girişinde atının üzerine, yanında maraba yürümeye başlamışlar.

Maraba biraz ilerleyince ağaya dönmüş ve;

“ağam” demiş ” bu ata madem yine sonunda sen binecektin, biz bu boku niye yedik?”

Son günlerde öğrendiğim bir bilgi üzerine  bu fıkranın akla gelmemesi mümkünmü?

2004 yılında, yanı bunda çok değil 7 yıl önce, Arhavi, Fındıklı ve diğer Karadeniz

ilçelerinin sahilleri duble yol yapılması  için yok edilirken, “yol deniz doldurularak

değil de güneyden yapılsın” diyerek, yolun bu şekilde yapılmasına karşı çıkarak,

yolu engellemek için   davalar açıp kampanyalar yürütenlere, bunla da yetinmeyerek alternatif çözüm için

güneyden yol projesi bile hazırlayanlara, hem siyasi iktidar ve idare hem de yöredeki bazı kişi

ve kurumlar,“Güneyden yol mu yapılır. Güneyden yol yapılması mümkün değil. Bir hayal”

diyenleri sanırım henüz unutmadık.

Yol inşaatını yapan ortaklığın üyelerinden olan hemşehrimiz bir yüklenicinin  sahip olduğu ulusal bir

televizyon kanalında bu amaçla özel ve güdümlü bir program bile yapılmış ve tek

taraflı görüşler yayınlanmış idi. Bu programda, Güneyden yapılacak bir yolun

hayal olduğu ve çok pahalı olacağı şeklinde, bindirilmiş kıtalarla yapılan çekimler de yayınlanmıştı.

Bakın çok değil, yedi yıl sonra neler oluyor.

Ülkemizdeki en üst ölçekli planlar Çevre Düzeni Planlarıdır.

Nazım ve Uygulama İmar planları, Çevre Düzeni planlarına uygun şekilde yapılır.

Ordu-Giresun-Trabzon-Rize-Gümüşhane-Artvin planlama bölgesi

1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Plan Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından

24.06.2011 tarihinde onaylandı.


Onaylanan   Çevre Düzeni Planı geçtiğimiz Temmuz ve Ağustos ayları içerisinde il merkezlerinde

askıya asıldı. Tema Rize temsilciliğinin 36 madde ile ilgili olarak yaptığı itirazlar  nedeniyle

bölgesel basında konu yer aldı. Bölgemizde yapılması planlanan hidre elektrik santralalrının bu

planda yer alıp almadığını  görmek amacıyla planları  yakından inceleyince, yukarıda anlattığımız

ağa ve maraba fıkrasını akla getiren bir ayrıntı ile karşılaştık. Bölgenin Çevre Düzeni Planına göre

Karadeniz Sahil Yolu olarak anılan ucube yolun plana göre bir kaç noktada güneye,

denizden içeri doğru alınması planlanmış.

Yol, Fındıklı’nın batısından içeri giriyor, Fındıklı’mın güneyinden geçerek, Derbent Köyü

üzerinden Armoni mevkiinden devam ediyor ve Arhavi’nin Yolgeçen köyüne ulaşıyor.

Burdan devam ederek Kavak, Kemerköprü, Aşağı Şahinler ve Güvercinlik Köyünü izleyerek

Hopa’nın Yeşilköy (Pançul köyü)’ne ulaşıyor. Daha sonra Hopa’nın Yoldere köyüne

ve daha doğuya doğru kıyıdan içerden devam ediyor. Benzer şekilde Trabzon’da, Ardeşen ve

Pazar civarında da yol bölüm bölüm güneyden geçiriliyor.

Sahi biz bu denizi neden doldurduk.

Sanırım çok uzak olmayan bir gelecekte, şimdi Amerika Birleşik Devletleri’nde ve

Kanada’da olduğu gibi, binlerce adet inşa etmeyi planladığımız Hidro Elektrik

Santralları (HES) tek tek sökerken  de aynı soruyu yine soracağız.

Hasan Sıtkı Özkazanç

 


Paylas

About The Author

Leave A Response