CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Artvin’de Milli İrade Meydanı’nda halka seslendi. Coşkulu bir kalabalığa seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, bir önceki yerel seçimlerde kaybettikleri Artvin’i geriye istediğini belirterek Artvin Belediye Başkan adayı Demirhan Elçin’in Demir gibi bir Başkan olacağını savundu.
Artvin’den özellikle Ülkücülere seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, Tank-Palet fabrikasının Katarlılara 25 yıllığına verilmesi üzerinden seslenerek Ülkücülüğün bunu yapanlara sahip çıkmak olmadığını aksine bunun karşısında yer almak olacağını ifade etti.
Artvin Valiliği önündeki Milli İrade Meydanı’nda ki mitinge Milletvekilleri Ahmet Akın, İbrahim Kalın, Uğur Bayraktutan, eski Milletvekilleri Metin Arifağaoğlu ve Yüksel Çorbacıoğlu, Artvin İl Başkanı Ahmet Biber, Rize CHP İl Başkanı Saltuk Deniz, İYİ Parti Artvin İl Başkanı Necat Kaşıkçı, Artvin Belediye Başkan adayı Demirhan Elçin, Ardanuç Belediye Başkanı Yıldırım Demir, Kemalpaşa Belediye Başkanı Ergül Akçiçek ile CHP’nin ilçelerdeki belediye başkan adayları ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Mitinge katılanları selamlayarak konuşmasına başlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, her gelişinde sıcak kanlı karşılayan Artvin halkına teşekkür etti. Artvin’de olmanın bir ayrıcalık olduğunu söyleyerek konuşmasına devam eden Kemal Kılıçdaroğlu, “Artvin’in insanları ayrıcalıklı insanlardır. Bu yüzden burada konuşma fırsatını bana verdiğiniz için hepinize yürekten teşekkür ediyorum.
Bu yeşil coğrafyada yaşamanız size bu ayrıcalığı vermektedir. Dünya’nın en güzel, Türkiye’nin en güzel coğrafyasında yaşıyorsunuz. Dağlarıyla, tepeleriyle, yaylalarıyla, ormanlarıyla olağanüstü güzel bir coğrafyada yaşıyorsunuz. Ayrıcalıklı insanlarsınız. Ayrıcalıklı olmanızın nedeni de bu yeşilliğe sahip çıkmak için katıksız bir mücadeleyi sonuna kadar sürdürmenizdir. Cerattepe’yi sadece siz değil Türkiye unutmadı. O mücadeleyi unutmadı, onun ne kadar önemli bir mücadele olduğunu hepimiz biliyoruz. Sonuçta bu güzel doğada yaşıyorsunuz ve bu güzel doğada nefes alıyorsunuz. Bu güzel doğada inşallah yeni belediye başkanı sizlere hizmet edecek.
Artvin’e gelince hatırladığım bir şey daha var. Şavşat’tan Ardanuç’a geçerken terör örgütünün saldırısına uğradım. O saldırıda bir askerimiz şehit olmuştu. Allah’tan rahmet diliyorum. Şehitler bizim onurumuz ve gururumuzdur. Onları anmak ve yad etmek hepimizin ortak görevidir. Çünkü onlar biz evlerimizde rahat uyuyalım diye, biz bu ülkede huzur içerisinde yaşayalım diye hayatlarını feda ediyorlar. Şehitler o açıdan 82 Milyon ’un kucakladığı değerlerdir. O değerler bizim tarihimizin, insanlığımızın bize verdiği değerlerdir. Kuşkusuz güvenlik görevlileri de bu bağlamda çok önemlidir. Bir arada olmamızın güvenliğini sağlayan polis kardeşlerimiz var. Onlar halkın polisi olduğu sürece başımın üzerinde yerleri var. Güvenlik güçleri bu bağlamda Türkiye’de hepimizin güvenliğini sağlıyorlar. Onların bir sorunu var. 3600 ek gösterge sorunu. Bunu yapacağımıza söz vermiştim. Her gittiğimiz yerde söz verdim. Onların, öğretmenlerin, sağlık çalışanlarının sorunlarıdır bu. Bunu yapacağıma söz verdim ve sonuna kadar takipçisi olacağım.
Anadolu’da her evde aşın olması lazım ki huzur olmalı. Anne baba bakar oğlum, kızım ne zaman işte çalışacak diye. Uşak’ta bir anamız sormuştu. Benim kızımı niye işe almıyorsunuz diye. Dedim ki haklısın. Oyunun rengini değiştirmen lazım. Eğer, bunu yaparsan Türkiye’nin önünü açman lazım. Söz verdi, oyunu vereceğine. 8 Milyona yaklaşan işsizimiz var. Neden işsizler. Artvin’de iş bulamayıp İstanbul’un varoşlarına gidenler var. Neden gidiyorlar. Burada iş olsa çalışmayacak mı? Soru şu 17 yıldır Türkiye’yi tek başına yönetiyorlar.
Geçmiş seçimlerde oy veren kardeşlerime soruyorum. 17 yıl sırtınızda taşıdınız. 2002’de seçimi kazandılar. O zaman söz verdi halkın arasında oturacağım dedi. Milletvekili lojmanlarını satacağım dedi bizde destek verdik. 17 yılda her bir vatandaştan 2 Trilyon Dolar vergi topladı. Hiçbir hükümetin toplayamadığı vergilerden daha fazlasını topladı. 70 Milyar dolarlık özelleştirme yaptılar. Sattılar. 500 Milyar dolarda devleti borçlandırdılar. Soru şu: Bütün bu paralar nereye gitti. Bu soruyu özellikle AK Parti’ye oy veren kardeşlerime soruyorum. Sorumu onlara yönetiyorum. Vergi verdin. Her şeyden vergi alınıyor ve vergi ödüyorsunuz. Sakız alınca bile vergi veriyorsunuz. Nefesten dolayı vergi vermiyoruz.
Niye vergi öderiz. Vergi öderiz ki devlet bir planlama yapsın, fabrikalar kursun, sosyal destekler yapsın. Türkiye üretsin, Türkiye’nin üretimdeki şanı Dünya’ya ya yayılsın diye vergi veriyoruz. İşsizlik olmasın istiyoruz. Cumhuriyet tarihinde ilk kez 8 milyona yaklaşan işsizimiz var. Bu yüzden artık yeter demeniz lazım. 17 yılda omuzunuzda taşıdınız artık yeter demelisiniz. İstediklerini yaptılar. Tek başına yönettiler. Ana soru şu: Bütün vatandaşlar şunu soracak. Ne istediyseniz yaptınız ve her türlü yetkiyi verdik. 17 yıl sonunda neden beni soğan kuyruğuna muhtaç ettiniz. Bu soruyu vicdanımıza soracağız. Ne oldu da bu memlekette bu kadar büyük paralar döndü de de neden varlık kuyruğuna insanları soktunuz. Almanya’da, Japonya’da bir varlık kuyruğu bile yok. Milletin aklıyla alay ediyorlar.
Ülkücü kardeşlerime seslenmek istiyorum. Milliyetçilik bizim altı okumuzdan biridir. Bayrağını ve vatanını sevmek, 82 milyonu kucaklamak ve Türkiye’ye sahip çıkmaktır. Milliyetçilik Çanakkale demektir. Milli kurtuluş savaşına sahip çıkmak demektir. Kuvayı Milliyeci olmaktır. Milliyetçilik kendi topraklarından Süleyman Şah türbesini kaçırmak milliyetçilik demek değildir. Onun arkasında durmak da değildir. Tank palet fabrikasına gelelim. Dünya’da alanında beş büyük fabrikadan biri. Fabrikanın değeri 20 Milyar dolardır. Bu fabrikanın işletme hakkı 25 yıllığına yarısı katar ordusuna verildi. Ülkücü kardeşlerime sesleniyorum. Milliyetçi olan kardeşlerime söylüyorum. Dünya’da bana bir yer söyleyin. Dünya’da kendi silah fabrikasını yabancı bir orduya peşkeş çeken bir devlet gösterin. Yok böyle bir şey. Ülkücülere sesleniyorum. Bunu yapanlara milliyetçi denir mi? Bunu satanların arkasında duranlara milliyetçi yada ülkücü denir mi? Bir silah fabrikasının yabancı orduya teslim edilmesi ülkenin namusunu teslim etmek demektir. O fabrikada bizim erlerimiz çalışıyor. O fabrikada çalışanların tamamı dilekçe verdiler. Dediler ki devlet sırrının Katar ordusuna verilecek. Biz bu suça ortak olmak istiyoruz diyen işçilere helal olsun diyemeyecek miyiz? Alınlarından öpmeyecek miyiz? Geldiğimiz noktaya bak.
Bu kardeşiniz her yerde ve her ortamda doğruları söyledi ve söylemeye de devam edecek. 20 Aralık 2018 resmi gazete sayısını gösteriyorum size. Cumhurbaşkanı kararlarını inceleyin. İnternetten rahat bulabilirsiniz. Bu fabrikanın özelleştirme kapsam ve programına alınmasına ve işletme hakkının 25 yıl süreyle belirlenmesine ve özelleştirme işlemlerinin tamamlanmasına karar verildiği yazıyor. Kimin imzası var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası var. Bir insan kendi imzasını inkar eder mi? Resmi gazete bu. Katar ordusuna veriyorsun. Hangi gerekçe ile veriyorsun. Bu fabrikanın modernizasyonu için 50 Milyon dolara ihtiyaç var. Bu yüzden verdik diyor. Söylüyorum, Katar ordusu ile yaptığın sözleşmeyi iptal et bu kardeşin bu parayı bulacak. Uçaklardan birini sat, Katar’a verdiğini iptal et. Niye verdi, Katar’dan bedava uçak aldı o yüzden verdi” diye konuşmasına devam etti.
Bay Kemal Olmaktan gocunmam aksine mutlu olurum Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine sürekli olarak ‘Bay Kemal’ olarak hitap etmesinden bahseden Kılıçdaroğlu, ‘Bay Kemal olmaktan dolayı asla üzülmem. Erdoğan benim üzüleceğimi düşünüyor ancak aksine mutlu olurum” dedi. Kılıçdaroğlu konuşmasına devam ederken; “Ben bunu deyince Bay Kemal konuşur diyor. Bay Kemal olmak kolay mı? Bunun için önce namuslu olacaksın. Milletini, bayrağını ve vatanını seveceksin. Oğluna bedelli askerlik yaptırmayacaksın. Bay Kemal olmak için haram yemeyeceksin, kul hakkı yemeyeceksin. Bay Kemal olmak için harcadığın her kuruşun hesabını vereceksin. Bunu söyleyince üzüleceğimi düşünüyor. Asla üzülmem.
Ben hangi partiden olursa olursa olsun 82 Milyon vatandaşı başımın üzerinde taşırım. Benim kitabımda ayrımcılık yoktur” ifadelerini kullandı. Demirhan Elçin’in Projelerinin takipçisi olacağım. Konuşmasının son bölümünde Artvin Belediye Başkan adayı Demirhan Elçin’i yanına çağırarak, Elçin’in verdiği sözlerin takipçisi olacağının sözünü veren Kemal Kılıçdaroğlu; “ Belediye başkanınızı dinlediniz. Sizlere söz verdi. Demir gibi adam Başkanınız. Geçen yerel seçimlerde Artvin’i kaybettik. Beni en çok üzen şey idi. Burayı kaybetmiş olmamız benim en çok üzüldüğüm yerdi. Artvin aydınların, çalışkan insanların, yeri geldiğinde hesap soranların bir kentidir.
Artvin sıradan bir yer değildir. Artvin yeşil doğanın içinde yaşayanların kentidir. Artvin bir dayanışmanın kentidir. Bu nedenle Artvin’de kaybettiğimize üzülmüştüm. İnşallah burayı geriye alacağız. Sözler verdi Başkanımız. Ben de takip edeceğim. Ben söz aldım. Asgari ücreti belediyede 2 Bin 200 TL olacak. Yılbaşından itibaren farklarını verecek ve hiçbir işçiyi çıkarmayacak. Huzurun Başkenti Artvin olacak. İstihdam alanları yaratacak. Bende takipçisi olacağım, sizde takipçisi olacaksınız.
İsterim ki her evde huzur olsun, hiçbir evde kavga olmasın. Her türlü iftirayı atıyorlar. İnsanda insaf ve ahlak olur. PKK saldırısına uğrayan benim, suçlayan sensin. Dün kucak kucağa değil miydin? Biz güçlüyüz çünkü biz haklıyız. Biz inançlıyız çünkü biz haklıyız. Biz ayrım yapmayız çünkü buna inanırız. Komşusu aç iken kimsenin aç kalmasını istemeyiz. Ben de başkanımın bu şekilde hareket etmesini isterim. Ona güveniyor musunuz? Bende sizlere inanıyorum ve seviyorum. Hiçbir kimse bizi yıldıramaz. Tehdit ediyorlar. İstedikleri kadar yapsınlar. Susacağımızı ve korkacağımızı düşünüyorlar. Yılmayız. Yedi düvelin önünde eğilmedik yine eğilmeyiz. Biz Kuvayı Milliyeciyiz. Biz hiçbir kimseden korkmayız” diyerek sonlandırdı. Konuşmanın ardından CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na mitingin hatırası için 3 boyutlu Atatürk resmi hediye edildi. Daha sonra hep birlikte tüm belediye başkan adayları ile birlikte resim çektirildi.
Coşkulu başlayan miting bu görüntülerle son buldu.
Haber: Hayati Akbaş
Comments are closed.