Kılıçdaroğlu olaylı geçen Rize Mitingini erken tamamlayarak planlanan süreden önce Rize’den helikopter ile Artvin’e geldi. Artvin Meydanı’nda partililere hitap eden Kılıçdaroğlu geçtiğimiz gün internete düşen ses kayıtlarına değinerek, “Bir ülkenin Başbakan’ı bir işadamı için Adalet Bakanına ‘bu davayı kesin kaybetmesi gerekiyor, mahkum olması lazım’ diyor. Sen hakimisin?. Sen yargıya nasıl müdahale edersin. Sen eğer yargıya müdahale edersen adalet denen bir duygu ortada kalır mı?. Mahkemeler bağımsız tarafsız olur mu?. Bugünde diyor ki ‘Adalet Bakanı ile konuşmayacak mıyım?’. Sevgili başççalan adalet konuşabilirsin ama ‘o davadan mahkum olsun’ diyemezsin. O davadan mahkum olsun demek ben sana talimat verdim gereğini yap demektir. Böyle adalet olmaz. Böyle adalet istemiyoruz. Bizim istediğimiz adalet milletin vicdanıdır. Millet kabul etmezse biz ona adalet demeyiz. Bu olay hırsızlık olayından çok daha önemlidir. Çünkü hırsızlık yaptığınız zaman bu sonuçta mahkemede çıkar. Ama mahkeme hırsızı koruduğu zaman orada tuz kokmuş demektir. Orada adalet olmaz demektir. Orada tehlikeli bir şey var demektir.” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu konuşmasında hiç kimsenin ayrıcalığı olmadığını belirterek, “Devlet kanun yapmaz. Parlamento yapar bu kanunları ve herkes buna uyar. Genel başkan olarak benimde bir ayrıcalığım yok, bende uyarım. Vatandaş, memur, işçi, kasap, berber, işsizi herkes uymak zorundadır. Kimsenin bir ayrıcalığı yoktur. Hele Başbakanların hiç ayrıcalığı yoktur. İhaleye fesat karıştırılamaz.
Şimdi bakın telefon ediyor yine yandaş işadamı ile konuşuyor. ‘sen bir dilekçe ver diyor ihaleyi onlar kazandı, ben iptal ettireceğim’ diyor. Kimsin sen ya. Başbakansan otur adam gibi yerinde, sen ihaleye fesat karıştıran bir baş çalansın. Çocukluğumda rahmetli babam ve annem bize bir şey öğretti. Bu ülkenin temel kuralı hepimizin inancının ana öğesidir bu. Oğlum kul hakkı yemeyeceksin. Biz böyle yetiştik. Şimdi sen kalkıyorsun ihaleye müdahale ediyorsun, ona değil buna ver diyorsun. Sen ihale verdiğin adama ‘sana ihaleyi verdim, TÜRGEM’e para vereceksin’diyor. TÜRGEM bu ailenin kurduğu vakfın adı. Rüşvetin kaynağı, Bilal oğlanın başında olduğu vakıf. Ne yapıyorlar. Sabah 8’i iki geçe oğlum diyor ‘oğlum bazı bakanların evlerinde aramalar yapılıyor. Evde ne var ne yok sıfırlayın’ diyor. Şimdi Adalet ve Kalkınma Partisine oy verenlere sesleniyorum. Hangi ülkenin Başbakan’ı oğluna telefon edip ‘oğlum evdeki paraları sıfırlayın’ der. Bu paralar helal para ise zaten bir şey demezsiniz. Eğer haram para ise sen o koltukta oturamazsın. Ben sana hayatım boyunca asla ‘sayın başbakan’ demeyeceğim. Senin unvanın başçalandır.
Toplumun vicdanına sesleniyorum. Bu hırsızlardan hesap sormak bizim boynumuzun borcu değil mi?. Bunun gereğini yapmak Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının görevi değil mi?. Bunu yapmak zorundayız. “ şeklinde konuştu.
Konuşmasında montaj olduğu iddia edilen ses kayıtlarının gerçek olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Zafer Çağlayan 28 kez 52 milyon dolar rüşvet almış. Bunu ben söylemiyorum. Devletin savcısı söylüyor. İçişleri Bakanı Güler oğluna sabah 7 de telefon ile arıyor. ‘Evde ne var oğlum’ diyor. ‘Sen biliyorsun baba’ diyor. ‘ Kaç para var’ diyor. ‘Valla baba birkaç kuruş’ var diyor. ‘Evladım ne kadar” deyince “ 1 milyon civarında bir para var’ diyor. Bunlar benim değil onların sesinden yayınlanın ses kayıtları. Mahkeme tarafından elde edilen kayıtlar. Şimdi diyorlar ki onlar montaj. Kararı mahkeme vermiş, Polis dinlememiş. Artvin ne kadar gerçek bir kent ise bu tapelerde o kadar gerçek. 1 trilyona birkaç kuruş para diyor. Bu ülkenin tüm çiftçilerine sesleniyorum. Emekçileri sesleniyorum . Sanayicilerine sesleniyorum. Herkese sesleniyorum. Allah aşkına elinizi vicdanına koyun. Nasıl oluyor da bir bakanın çocuğunun evinde 7 kasa ve para sayma makinesi olur. Yüzünüze gözünüze dursun. Nedir bu mal bu para sevdası. Bize ne diyorlardı. ‘Kurumun hakkını yemeyeceksin diyorlardı. Nasıl oluyor da bunlar milletin önüne çıkıyorlar. İnsanda biraz utanma olur.
Bakınız Kahramanmaraşta ufak bir çocuk 17 TL çaldı diye 17 yıl hapis istendi. Trilyonları götürenler, paraları sıfırlamak isteyip 30 milyon Euroyu evden çıkartamayanlar hepsi şimdi serbest kaldı. Şimdi aranızdalar. Cebinize dikkat edin. Her an başçalanın eli cebinizde olabilir. Bunların bir bakanı daha var. AB’den sorumlu Egemen Bağış. Onun götürdüğü bize göre fazla ona göre mütevazı. 3 seferde 1.5 milyon dolar. Ona rüşvet çikolata kutusunda gidiyor ondan. Rıza Sarraf diyor ki “ Çikolata kurusuna koyun 500 500 gönderin”. Yabancı biri devletin 4 bakanını satın alan birisini. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez 4 bakanı satın alan bir rüşvetçi var. Bu bakanlar önce istifa etmediler. Otobüsün üstünden utanmadan sıkılmadan el kaldırdılar. Toplumun baskısı olunca başçalan dedi ki ‘siz istifa edin, istifa ederken de beni destekleyen bir bildiri yayınlayın’. Erdoğan Bayraktar dedi ki ‘ben niye istifa edeyim. İstifa edecek birisi varsa sensin. Sen söyledin biz imza attık.’ Bir bakan kendi başbakanı yolsuzlukla suçladı. Bunun neresi sahte neresi montaj. Halen montaj diyorlar. Gerçek. Hepimiz bunları biliyoruz. Gerçek. Kendisine dedik ki ‘madem su ses kayıtları gerçek değil. Telekomünikasyon başkanlığı var. Tüm görüşmeleri kayıt altına alıyor. Kimin kiminle hangi saatte konuştuğunu takip eden tek merkez. Sen başbakansın. Çıkart bu konuşma kayıtlarını. Bizde diyelim ki başbakana iftira atıyorlar. Çıkartmadığı için ona diyorum başçalan. Çıkar kayıtları herkes kim yalancı kim doğrucu görsün” dedi.
Kılıçdaroğlu konuşmasında tüm dünyanın başbakanı konuştuğuna vurgu yaparak başbakanı istifaya davet etti. Kılıçdaroğlu, “ Bir twit vardı. Diyordu ‘ gece evde hırsızı yakaladık. Hadi karakola gidelim dediğimizde, hayır sandığa gidelim diyor’ Seçimi ailesini kurtarmak için yapıyor. Asla kurtaramaz. Tüm dünya bunun hırsızlıklarını konuşuyor. Rusya, Fransa, ABD bunu konuşuyor. Şaibeli birisi başbakanlık koltuğunda oturamaz. Bizim dönemimizde Aydın Ürgüplü Gümrük Bakanıydı. Hakkında şikayet oldu. Adı yolsuzluğa karıştı. İlk yaptığı iş istifa dilekçesi vermek oldu. ikinci yaptığı iş aklanmak için yüce divana gönderilmesini istemek oldu. Yüce divanda aklandı. Millet onu başbakan yaptı. Şimdi sende istifa et, aynı yürekliliği göster. İstifa et yüce divana git. Aklanma hakkımı elimden alamızsınız de. Diyemez çünkü korkuyor. Çünkü hırsızlık yaptı. Herkes bunu biliyor.”dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu CHP olarak Türkiye’de yerel yönetimler konusunda bir çok ilke imza attıklarını ifade edip, “Biz ne yapacağız. CHP olarak. Değerli Artvinliler yerel yönetimler konusunda tüm ilklere biz imza attık. İlk metroyu getiren parti CHP’dir. Metronun kazmasını Kızılay’da vuran kişi Karayalçın’dır. İlk tercihli yolu getiren uygulaya koyan CHP belediyeleridir. İlk kentsel dönüşümü yapan CHP. Ankara’ya gidin. Portakal çiçeği vadisine bakın. Gece kondu sahipleri kendi evlerini davul zurna ile yıktılar. Kentsel Kentsel dönüşüm yapıyoruz diyorlar. İnsanların evlerini alıp onları kentin varoşlarına sürüyorlar. Biz bunu kabul etmiyoruz. Kentin rantı varsa sahibi o insanlardır. İlk halk ekmek fabrikalarını kuran biziz. İlk tanzim satış mağazalarını kuran biziz. Ankara ve İstanbul büyük şehir belediyeleri metroları yapamayınca Ulaştırma Bakanlığı’na devrettiler. Ama İzmir’e bakın. Başladık ve devam ediyoruz. Yerel yönetimler bizim işimiz. Fındık üreticisinin derdini biliyoruz. Hayvan üreticinin derdini biliyorsunuz. Emeklinin, çiftçinin, her derdine derman olmak CHP’nin görevidir. İşsizlik varsa 12 yıl niye çözmedin. Emekli maaşından memnun değil ,neden çözmedim. Askerden dönen genç işsiz, neden işsiz. Birileri cebini doldurmak için çaba harcarsa faturası millete çıkar. Mazot 5 lirayı buldu. Nasıl olacak. Türkiye Cumhuriyetinin saman ithal edeceğini hiç düşünür müydünüz. Saman ithal ettik. “dedi.
Türkiye’de baş örtüsü tartışmalarının sona erdiğini hatırlatan genel başkan, “Yok kadının başı açık başı kapalı. Bunun kavgası verildi. Tüm annelere bacılara söylüyorum. O devir bitti. Kadın nasıl istiyorsa öyle giyinir. Her kanını başımızın üstünde yeri var. ayrılık gayrılık yok. Ülkemizi, toprağımızı, bayrağımızı seviyoruz. Düne kadar bu kişi ‘her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına alıyoruz’ demişti. Şimdi kalkmış ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım diyor. Ben ona başbakan demem. Başbakanlık makamı; onurlu, namuslu ve temiz insanların koltuğudur. Düne kadar Bursa valiliğinde, sağlık bakanlığı logolarından T.C’yi çıkartan adam bu değimliydi. Çıkmış ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım diyor. Olamazsın çünkü sen başçalansın.”dedi.
Kılıçdaroğlu barış ve hoşgörüden yana olduklarını vurgulayarak, “Tüm eleştirile saygımız var ama bize kimse kul halı diyemez. Yalan söyleyenlere itibar etmeyin. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Nazım ustanın dedi gibi. ‘Bir ağaç gibi tek ve hür bir orman gibi kardeşçe’ olacağız. Siyasi düşüncesi ne olursa olsun hepsine saygı duyuyorum. Hangi görüş ve kimlikte olursa olsun. Tek aradığımız kul hakkı yemeyecek. Ahlak edemdir. Müslümanlık barış kardeşlik, sevgi dost demektir. Sokakta karşılaştığımız tanımadığımız adama bile selam verip kucaklamak demektir. Biz bunu savunuyoruz. Ama kimse unutmasın hırsıza da hırsız diyeceğiz. Ne yapılım hırsızın başka adı yok.”dedi.
Haber: İsmet Başar – Artvinpost
Comments are closed.