Uluslarası Arhavi Kültür ve Sanat Festivali sonrası gezi ve dinlenme amaçlı Gurcistan seyahatimden bazan haber amaçlı görüntü ve yazıları sizlere sunuyorum. Fakat bu sefer köşe yazımı sizlere haber olarak vermek istedim. İlginçtir geçen yıl da aynen böyle yapmışım.
Gürcistan’a her gidişimde hep şunu düşünmüşümdür “bu kadar yakın bir yerde bu derece farklılık nasıl olur” Bir kere Sarp sınır kapısını geçtiğinizde hemen bunu anlıyorsunuz. Sınırın Türkiye tarafına bakıyorsunuz, sahil kayalarla doldurulmuş, in cin top oynuyor. Fakat Gürcistan tarafına bakıyorsunuz herkes yazın, güneşin ve insan olmanın keyfini yaşıyor, her taraf cıvıl cıvıl. Aslında bu konuda çok şeyler yazmak isterdim fakat aşağıda ki fotoğrafa baktığınızda bir şey demeye de gerek yok. Siz yorumlayın artık..
Çok fazla uzağa da gitmiyoruz. Eşim ve kızımla şöyle Batum ve Kobuleti’ye kadar gezeceğiz.Kobuleti yarım saatlık bir mesafede. Burya geldiğinizde kendinizi adeta Alanya’da, hareketli bir kasabada hissediyorsunuz. 10 km lik sahil tıklım tıklım dolu.. Her türlü deniz eğlenceleri mevcut.. Kobuletinin yanında çocuklar için (büyükler içinde olabilir) bir Disleyland kurulmuş. Bu devasal eğlence parkının adı “3i3inate” yani “ateş böceği”
Gelelim Batum’a .. Gece görüntüsü çok farklı..Her yer ışıklandırılmış..Hatta inşaatlar bile…Ve yeni parklar, yolların yapımı öylesine yoğun ki.. Şehirde iki yerde su dansı gösterisi yapılmakta..Özellikle Çin lokantasının olduğu büyük havuzdaki gösteriyi izlemenizi tavsiye ederim. Müzik ve su..müthiş…
Deniz mevsiminin sona erdiği ve yağışların başladığı bu günlerde durum farklıdır elbet ama sizlere bir dahaki yaza Gürcistan’a gitmenizi, şöyle en azından bir gününüzü komşunuzda geçirmenizi öneririm.
Gezilerimde olumsuz olarak tespit ettiğim bir konuya da parmak basmadan geçemiyeceğim. Türkiye’den geldiğinizi öğrendiklerinde Gürcüler sizlere pek kibar davranmıyorlar. Özellikle parklar ve restorantlarda sizinle çok kaba konuşuyorlar. Tavırları ancak sizinle kuracakları diyaloglar sonucu değişiyor. Çok geçmeden bunun sebeplerinden birine şahit oluyoruz. Araç parkı için 1 lari ( yaklaşık 1 TL) vermek istemeyen bir Türk vatandaşın görevli ile kavga edişini seyrediyoruz..
Kısacası burdan Gürcistana giden bazı hanzolar çalışmak için Türkiye’ye gelen kaçak Gürcü işçileri ile ordaki, yani Gürcistandaki gürcüleri karıştırıyorlar. Tabii kabak da bizlerin başına patlıyor…
Kalın sağlıcakla…
Mehmet Remzi Öncel 2010