Artvin Tarım Gıda Ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile Artvin Arıcılar Birliği’nin geçtiğimiz günlerde ortaklaşa gerçekleştirdiği, arıcıların sorunları ve çözüm önerileri konulu Çalıştay da ORKOOP Başkanı Hasan Yaşar önemli açıklamalarda bulundu. Ahmet Hamdi Tanpınar Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıda sorunlarını ve çözüm önerilerini sunan arıcılar, 2 Şubat’ta yapılacak olan Vali Ömer Doğanay ve Milletvekili İsrafil Kışla’nın da katılacağı program öncesi düşüncelerini açıkladılar.
Toplantıda görüşlerini açıklayan ORKOOP Başkanı Hasan Yaşar, “ Bu tür programlar biz arıcılar için hayati önem taşımaktadır. Düzenleyen, emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Taşlıca Kooperatifi, ORKOOP Başkanı olarak benim söyleyeceklerim kısaca arkadaşların ortaya koyduğu öneri ve sorunlara ek olarak hızla kirlenen doğamız ile ilgili olacak. Hatila Milli Park alanı 25 bin hektar olup, 23 bin 500 koloniye ev sahipliği yapabilecek kadar büyük bir alana sahiptir. Arılar, dünyanın en temiz, en çalışkan, buna karşında en hassas canlılardır. Onun için bilim insanları arıların yok olmasını dünyanın yok olmasına en büyük sebep saymışlardır. Çünkü döllenmeyi sağlayan özelliklere sahiptir. Hassasiyetleri nedeniyle en küçük bir çevre kirliliğinde ilk etkilenip ölen canlılar arılardır.
Artvin’de bal ve arıcılığı konuşurken, bu kadar çok maden projesinin de konuşulması maalesef çelişkidir. Biz arıcılar olarak, yetkililerimize, eko sistemimizi bozacak projelere yer vermemesi konusunda uyarmamız ve bu konuda rapor vermemiz gerekir. Bana göre Artvin’i Bal kenti ilan edip Artvin balı ile anmamız gerekir ”dedi. Yüksek Gerilim Hatları Arıları Etkiliyor Mu? Başkan Yaşar, kısa konuşmasının ardından program sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayarak; “Ben orada bir şeye dikkat çekmek istedim. Bazı arkadaşlarımız Yüksek gerilim hatları nedeniyle kovandan çıkıp dönemeyen arılardan bahsetti. Bal üretiminin hızla düştüğünü söyledi. Barajların olumsuz etkileri vadilerden mezralara kadar açıkça yaşanıyor. Bunu ilk hisseden ise arılar oldu.
Hatila Milli Parkı ve vadisini ise maden projesi mahvedecek. Aslında ben bunu açıklayacaktım. Ama süremiz kısaydı. Size anlatayım. Evet, iddia ediyorum, Artvin sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli bal şehri olabilir. Slogan olarak “Türkiye’nin Başşehri Ankara, Balşehri Artvin” olsun. Artvin Bu iddianın altını dolduracak kalitede bal üretecek değerlere ve zenginliğe sahiptir. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar güzel ve çeşitli iklim görmeniz mümkün değil. Artvin’de son olarak yapılan araştırmada 27 Bin 27 çeşit bitki olduğu ve bu sayının da daha da artacağı bilim insanları tarafından söyleniyor. Bunlar kesin, ispatlı bilgiler. O zaman Artvin ilini Arhavi’den Yusufeli’ne, Borçka’sından Şavşat’ına, Ardanuç’una kadar Murgul’undan Hopa’sına, Meydancık’ına, Kılıç Kaya’sına, Kemalpaşa’sına kadar her yerini Dünyanın en güzel doğa müzesi ilan edilmesi gerekir. Ne yazık ki tam tersine 325 maden ruhsatı madencilere satılmış. Bu maden alanları da hep zengin bitki topluluğunun olduğu, yerleşim yerinin bulunduğu yerlere denk geliyor.
En kötü örneği tepemizdeki can damarımız, beynimiz, can yerimiz, şakağımız durumundaki Cerattepe değil mi? Burada arıcılığı konuşurken aklımda hep bu var? Bunu nasıl yapacağız. Cerattepe ’de maden çıkarılmaya başlanırsa 25 bin Hektar alanı bulunan Hatila Milli Parkı ve Havzası bu proje ile yok ediliyor. Artvin’in en önemli bal havzasıdır Hatila. Dünya Markasıdır bu bölge. Bir Çobana Sorun Size Doğruyu Söyler! Bakın şunu iddia ediyorum. Valiliğin önünden kafasını yukarıya kaldırıp bakan okuma yazma bilmeyen bir çoban arkadaşımız Cerattepe’ye bakarak şunu söyler. “Benim hiç okuma yazmam yok. Ama buradan çok büyük harflerle yazılmış herkesin doğuştan insan olma genetiği sayesinde okunana büyük bir yazı görüyorum. Siz burayı yok derseniz ben koyunlarımı, sığırlarımı nerede otlatacağım. Yukarıda yapılacak madencilik buradaki şehri adeta yutacak. Burası 30 bin kişinin gömüldüğü Artvin’in en büyük içinde 30 bin kişinin yattığı mezarlığı olacak” şeklinde cevap verir.
Okumuş Cahili Kitap Taşıyan Eşeğe Benzetiyorum! Korkuyorum, korkuyorum! Ben okuyan cahillerden çok korkuyorum. Bunlara eşeğe iki taraftan dünyanın en önemli kitaplarını yükleyip taşıtsak, o eşek ne kadar okumuş sayılırsa, kitaptan ne kadar istifade etmişse okumuş cahillerde buna benziyor. Ben sözümü esirgemem. Kulakları olup duymayan, gözleri olup görmeyenler 2 kat daha sorumlu ve suçludurlar. Engelli insanların hisleri 2 kat daha güçlü olur, bu bakar körlerin, duyan sağırların ne insanlığı var, ne de duyguları. Son olarak şunu söylüyorum; Artvinli için iki alternatif bırakılmış. Yukarıda mezarlık aşağıda hapishane! Bundan önceki valimize şunu söylemiştim. Aşağıda cezaevi var, Yukarıda mezarlıklarımız. Artvin’in derdi çok büyük. Bundan başka tercihi kalmıyor.
Madene karşı çıktığı için hapse girecek, yada yukarıdan gelecek heyelanlarla ölecek!.. Maden çıksın diyenler, İşbirliği yapanlar için şunu söylüyorum. Rica ediyorum. Henüz vakit varken, geçmişimizi, geleceğimizi kurtarabilecek durumundayken gelin bir kere daha düşünün. Birlikte düşünelim. Bu maden projesi gündeme geleli 25 yıl oldu. Artvin ise binlerce yıllık bir yerleşim alanıdır. Bakın aşağıdaki Kale bunu doğruluyor. O kale 1.500 yıldır vardır. Kale, bu şehre zarar verecek kımılları, düşmanları sokmamak için yapılmıştı. Ve bu sayede Artvin bugünlere kadar geldi. Ama bu Cerattepe’ye dokunulursa, bu alanın tamamı delik deşil edilirse, galiba yaşam alanına, köyüne, ilçesine, geçmişine, geleceğine, atasına, torununa ihanet eden son nesil Artvinli biz olacağız. Oysa burada binlerce yıldır yaşamını sürdüren insanlar, bu maden belası gelene kadar da çok mutluymuş. Üretiyordu, ürettiği ile kimseye de muhtaç kalmıyordu. Madenciler gelecek. 10-20- bilemediniz 50 yıl sonra çekip gidecek geriye ne kalır? Pasa, zehir, ölüm ve hayalet bir yer kalır! Geleceğimize tecavüz ettirmeyelim. Onlar, zarar vermeyeceğiz, deseler de zarar verecekler.
Artvin Varsa Varız Yoksa Yok! Biz bugün balı, arıyı, tatlıyı, umudu konuşuyorsak bu güzelim doğa sayesinde konuşuyoruz. Eko sistemi bu korkunç proje ile bozduğunuzda ilk domino taşına vurduğunuzda nasıl ki tümü sırasıyla yıkılır, aynı şekilde. Artvin’de ilk önce arılarımız ölecek. Sonrasında ise doğa, insan ve yaşam. Ben Artvin’in en büyük madeninin doğa ve bize sundukları paha biçilmeyecek milyonlarca değerler toplamı olduğuna inanıyorum.
Metal olsa da olur, olmasa da. Ama doğa olmazsa bizde yokuz. Artvin Varsa Varız, Artvin Yoksa yokuz. Bunu sadece insanlar için değil, bu coğrafyada yaşayan mikro, makro canlılar adına, bitki, yabani yaşam adına söylüyorum” dedi
Haber: Hayati Akbaş
Comments are closed.