Friday 29th March 2024,
Arhavi – Arhavizyon

SALTUK DENİZ; “ÇAYKUR KOTA VE KONTENJAN UYGULAMASINDAN VAZGEÇMELİDİR”

Rekare 31 Mayıs 2020 Haberler SALTUK DENİZ; “ÇAYKUR KOTA VE KONTENJAN UYGULAMASINDAN VAZGEÇMELİDİR” için yorumlar kapalı

Rize CHP İl Başkanı Saltuk Deniz çay üreticilerine ve sorunlarına sahip çıkma adına her gün yeni bir açıklama yapmaya devam ediyor. Başkan Deniz bugünde bir açıklama yaparak ÇAYKUR’un kota ve kontenjan uygulamasına sert tepki göstererek şu açıklamayı yaptı:

“1940 tarih ve 3788 sayılı “Çay Kanunu” ile devlet vatandaşa satın alma garantisi vermiştir. Yani mahsul edilen her çay devlet tarafından satın alınmak zorundadır.

“Madde 10: Yetiştirilen yaş çay yaprağını satın almak, çay kurutma fabrikaları kurmak, çay yaprağını işlemek ve harman yapıp paketlemek ve satmak ve sattırmak işleri Devlet Ziraat işletmeleri Kurumuna tevdi edilmiştir. Çay yapraklarını tespit edilen bedel ile kurum almaya mecburdur.”

1984 tarih ve 6535 sayılı yasa ile çay sektörü özel sektöre açılmıştır. Fakat devletin bu sorumluluğu ortadan kalkmamıştır. “Geçici Madde 1: Bu Kanunun yürürlüğünden önce ilgili mevzuata göre, Devletle üretici arasında doğmuş haklar saklı olup, verilmiş olan çay ekimi ile ilgili ruhsatlar da geçerlidir.” Çay üreticisinin devletle kurduğu tek ilişki satın alma garantisidir. Çünkü çay üretimi halka teşvik edilmiştir, halk üretime yönlendirilmiştir.

Bu nedenle ÇAYKUR, kota ve kontenjan uygulayamaz, mahsul edilen yaş çay yaprağının tamamını almak zorundadır. Tabi ki niyet başka değilse…

ÇAYKUR’UN ŞU ANKİ ÜRETİM KAPASİTESİ TÜM ÇAYI İŞLEMEK İÇİN YETERLİ DEĞİLDİR!

Fakat bilinen bir gerçek var; yıllık mahsul edilen çay miktarı 1 milyon 200 bin ton ile 1 milyon 400 bin ton arasında değişmektedir. ÇAYKUR, şu anki üretim kapasitesi ile tek başına bunu işleyemez. Üretim Kapasitesinin en az % 50 artırması gerekmektedir. Özel sektörün üretim yapma gücü ÇAYKUR’a yakındır. 2019 yılı verilerine göre günlük üretim 6.000 ton civarındadır. Hepimizin bildiği gibi, bugün çayda büyük firmalar, küçük fabrikaları fason üretim şeklinde çalıştırmaktalar. Bu gidişle küçük firmalar arada yok olacak, çay sektörü birkaç büyük firmaya kalacaktır.

ÇAYKUR, ÖZEL SEKTÖRE AİT ÇAY FABRİKALARINI KİRALAYARAK ÇAYI İŞLEMELİDİR…

ÇAYKUR, öncelikle özel sektörle bir üretim planlaması yapmalıdır. 2-3 büyük firma dışında kalan, özel sektöre ait çay fabrikalarıyla fason üretim anlaşması yapmalıdır. Bu fabrikaların üretimleri ÇAYKUR’un üretimine dahil edilmelidir.

ÇAYKUR, ÇAYI ÜRETİCİDEN DOĞRUDAN ALIP ANLAŞTIĞI FİRMALARA VERMELİDİR.

ÇAYKUR, anlaşma yaptığı özel sektör çay fabrikaları ile ilgili olarak yaş çayı üreticiden doğrudan kendisi alacak, firmaya teslim edecek ve karşılığında kuru çay alacaktır. Bu işlemle birlikte zorunlu olarak Çay’da taban fiyat uygulamasına geçileceği ve ÇAYKUR’un açıkladığı fiyatın altında alım yapılamayacağı için çayda kota ve kontenjan sorunu kalmayacaktır. Bu tartışma da ortadan kalkacaktır.

YA DA DEVLET KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ FİRMALARA ÜRETİME DÖNÜK FİNANSMAN DESTEĞİ SAĞLAMALIDIR..

Devlet, küçük ve orta ölçekli firmaların finansal yapısını güçlendirmek için uzun vadeli, düşük faizli krediler vermelidir. (Bu krediler üretimde kullanılmak amacıyla ve sıkı kontrol edilerek verilmelidir.) ÇAYKUR, özel sektörle üretim planlaması yapmalı ve yapılacak olan üretim programlamasına özel sektör kesinlikle uymalıdır. Eğer uymazsa yaptırım uygulanmalıdır. Uymayanlar sistemin dışında bırakılmalıdır. Her koşulda taban fiyat uygulaması zorunlu olmalıdır.

ÇAYKUR KESİNLİKLE VARLIK FONUNDAN ÇIKARILMALIDIR, ÇAYKUR’A EN KISA ZAMANDA GENEL MÜDÜR ATANMALIDIR

ÇAYKUR’un ve bölgenin geleceği için ÇAYKUR kesinlikle Varlık Fonundan çıkarılmalıdır. ÇAYKUR’a en kısa zaman da Genel Müdür atanmalıdır. 2 yıl vekaleten yönetilen bir kurum olur mu?

ÇAYKURUN YÖNETİMİNDE VE ÇAY FİYATLARININ BELİRLENMESİNDE ÜRETİCİLERİN DE SÖZ VE KARAR HAKKI OLMALIDIR.

*ÇAYKUR’un yönetiminde üreticilerinde temsil edilmesi sağlanmalıdır. *Çay Üreticilerinin sendikalaşması önündeki engeller kaldırılmalıdır. *Çay fiyatının belirlenmesinde 1940 tarihli 3788 sayılı yasa da olduğu Çay üreticilerinin temsilcileri de bulunmalıdır.

 ÇAY’DA TABAN FİYAT UYGULAMASINA GEÇİLMELİ, TABAN FİYATIN AÇIKLANDIĞI TARİHTE KURU ÇAYA(EĞER ZAM YAPILACAKSA) YAPILACAK ZAM MİKTARI DA AÇIKLANMALIDIR.

Çay taban fiyatı uygulamasına geçilmeli bununla ilgili kanun çıkarılmalı ve Çay Taban Fiyatı Ocak ayında açıklanmalıdır. Eğer o sezon içinde ÇAYKUR tarafından kuru çaya zam yapılacaksa, zam oranı da Ocak ayında açıklanmalıdır. Böylelikle Çay piyasası, çay sezonu başlamadan oturmuş olur.

TÜM BUNLARA RAĞMEN SORUN ÇÖZÜLMEZSE YAPILACAK İŞ BELLİDİR.

Çay üretiminde; 1. Özel sektör taban fiyatın altında alım yapma konusunda direnirse, 2. Boşta olan üretim gücünü ÇAYKUR’un fason üretim şeklinde kullanmasına izin vermeze, 3. ÇAYKUR’la birlikte üretim planlamasına gidilmezse, 4. Özel sektöre sağlanacak destekler yine farklı alanlarda kullanılırsa, 5. Üreticinin mağduriyeti devam ederse, yapılacak iş bellidir. 1984 öncesine dönmektir.

Çay piyasasının özelleştirilmesine son vermektir. Salgından aldığımız en büyük ders; her türlü tarımsal faaliyet kesinlikle kamuculuk anlayışıyla yapılmalıdır. Kaçak çayı önlemek için gerekli önlemleri almak devletin sorumluluğundadır. Çay ithalatından alınan vergiler yükseltilerek caydırıcı olmalıdır. Çay tarımı ve çay sanayisi, kesinlikle devletin denetimi ve güvencesi altında olmalıdır. Çünkü, Çay tarımı ve ÇAYKUR ülkemiz için stratejik öneme sahiptir”.

Haber: Hayati Akbaş


Paylas

About The Author

Comments are closed.